15 Haziran 2015 Pazartesi

MÜLTEKA 1

İÇİNDEKİLER

1. Ezanı Dinleyenin Uyması Gereken Kurallar 
2. İlk Ezan
3. Rasûlullah (SAS)'ın, Bilâl (RA)’e Söylediği
4. Ezan ve Sağırlar – Cuma ve Köylüler
5. Hanefi Mezhebinde Ezan
6. EMİR - Ezanın Tekrarı Demek, Ne Demek
7. Güvenli Belde
------------

MÜLTEKA

EZAN[1]. 
1.  Ezan, farz namazlar (beş vakit namaz ve Cuma namazı) için sünnettir.
2.  [2]. Farz namazlardan başkası için (Vitir, Bayram, Güneş ve Ay Tutulması, İstiskâ, Cenaze ve diğer sünnet olan namazlar için) sünnet değildir.
3.  Namaz vakti girmezden evvel ezan okunmaz.
a.  Eğer vakit girmezden önce okunursa, vakit içinde iade olunur.
b. Sabah namazının ezanının iadesi hakkında (gecenin son yarısında okunan ezana da) İmam Ebû Yusuf muhalefet ediyor.
4.  Geçmiş namaz için ezan ve ikamet yapılır.
5.  Yine bütün geçmiş namazların  (birkaç vakit veya birkaç günlük geçmiş namazlar kaza edilir­ken) öncesinde ezan ve ikamet okunur.
1.  Fakat devam edilen diğer kaza namazlarında  (aynı odadan çıkmadan)  ezan okunması muhayyer bırakıldı.  (İsterse yapar, istemezse yapmaz, yapmazsa, günah değildir. ) [3]
2.  Ezan ve ikameti misafirin terk etmesi mekruhtur.
3.  Şehirde, evinde namaz kılan kimsenin (ezan ve ikameti  terk etmesi) mekruh değildir. Fakat şehirdeki evinde namaz kılan kimselerin ezan ve ikameti okumaları menduptur [4].
4.  Kadınlar için ezan ve ikamet mendup değildir [5].
5.   Ezan okumanın şekli malûmdur. Sabah ezanının Felahın (Hay-yalel Felah)’dan sonra iki kere (Es-salâtü Hayrun  Minen-nevm) ilâve edilir.
6.  İkamet te, (sünnetliği, kelimeleri ve okunuşu itibariyle) ezan gibidir.“Hayye alel felah”  sözünden sonra iki kere, “kad- kametis-salah”  sözü eklenir.
7.   Ezan, ara vererek (kelimelerin arasında durmak ve nefes almak) okunur.
8.  İkamette ise, kelimelerin arası açılmadan ça­buk okunur  [6].  Ezan ve ikameti terci [7] ve lahinle okumak mekruhtur [8]. Her ikisinde de (müezzin) yönünü Kıbleye döner, haydin na­maza ve haydin felaha derken, yüzünü sağa sola çevirir. Sesin yüksek çıkmasının temini için iki parmağını iki kulağına, kor. Ezan ve ikamet okurken konuşmaz.
9. Akşam namazı hariç, diğer vakitlerde ezanla ikamet arasında otu­rulur  [9].
·       İmam Âzam'a göre: Müezzin, akşam namazının ezan ve ikametinin arasını bir sekte ile ayırır.
·       İmameyne göre ise; Hafif otur­makla ayırır, her namazda tesvib (ezanla ikamet arasında birinci da­vetten sonra tekrar namaza çağırma yapmaktır ki; namaza, namaza manasını ifade eden “Essalâtü-Essalâtü”  gibi kelimelerle davettir. Sonradan gelen bilginler bunu güzel gördüler.
10.            Ezan ve ikameti, Abdestli - gusüllü olan mü­ezzin okur.
·       Abdestsizin ezanı caizdir.
·       Fakat ikameti mekruhtur.
·       Cünübün ezanı da mekruhtur. Sarhoşun, delinin ve kadının okuduğu ezan iade edildiği gibi cünübün okuduğu ezan da iade edilir. Cünübün okudu­ğu ikamet (tekrarı meşru olmadığından) iade edilmez.
11.            Müezzinin, sünneti (ezanın sünnet olduğunu, sünnetin hükmünü) ve vakitleri bilmesi müstehaptır.
·       Güven olmadığında; fâsık, çocuk ve oturanların ezan okumaları mekruhtur[10].
·       Kölenin, körün, be­devinin ve veledi zinanın ezan okuması mekruh değildir.
12.            Müezzin ikamette, Hayye ala s Salah dediği vakit, namaza durmak için kalkar ve Kadı Kameti s Salâtû dediği vakit, namaza başlarlar [11],
13.          Eğer imam yoksa veya müezzin imamsa, o imamlığa hazır oluncaya ka­dar namaza kalkıp durmazlar.

------------

MÜLTEKA ŞERHİ

Ezan 

[1].  Ezan:   Lügatte, ilân manasınadır.

Şeriatta:  Namaz vakitleri­nin olduğunu, özel kelimelerle ilân etmektir.
Meşru olmasının sebebi: Namaz vaktinin girdiğini bil­mek için istişaredir. Hicretin birinci senesinde meşru olmuştur. Sahih olan akıllı, Müslüman’ın Arapça kelimelerle okuması, müezzinin sâlih, vaktin girdiğini bilmesi, temiz olması, insanların halinden haberdar ve İslamın prensiplerine bağlı kimsenin olması gerekir.
Ezanın:  Sübut ciheti, tesmiyesi, fazileti, lügat ve şeriat tefsiri, se­bebi meşruiyeti, sebebi, şartı, hükmü, rüknü, sıfatı, keyfiyeti ve vak­ti vardır.
Sübut Ciheti: Ezanın sübutu, kitap ve sünnetle sabittir. Ayet ve hadisler ile de nakledilmiştir.
Tesmiyesi: Ezan denilmiştir.
Fazileti: İmamlıktan sonra müezzinlik efdal ibadettir.
Hz. Ömer’in  (R.A.) şu sözü çok anlamlıdır: “Eğer halife olma­saydım, ezan okurdum.”
Sebebi Meşruiyeti: Namaz vaktinin bilinmesi ve bildirilmesi için, Rasûlullah  (S.A.V.)  Efendimizin  Ashabı Kiramla istişare etmesidir.
Sebebi: Namaz vakitlerinin girmesidir.
Şartı: Namaz vakitlerinin sebebinin hâsıl olmasıdır ki, vakitlerin girmesidir. Sahih olan rivayete göre, akıllı kimsenin Arapça lafızlarla okuması, erkek olması ve müezzinin namaz vakitlerini bilmesi ve sâlih olması da şartın kemalidir.             
Hükmü: Ezana fiilen ve kavlan icabet etmektir.           
Rüknü: Ezana mahsus olan lafızlardır.                                  
Sıfatı: Ezan, sünneti müekkededir.
Keyfiyeti: Kıbleye yönelip okumak ve hayye ala s-salah ile hayye alel felah cümlelerini söylerken müezzinin başını sağ ve sol tarafla­ra çevirerek okumasıdır.
Vakti: Beş vakit namaz ve cuma namazının vakitleridir. Beş vakit namazın kazası da ezanın vaktidir.
Dürrü Muhtar Ve İbni Abidin’de Ezanla İlgili Şu Hükümler Zikrolunmuştur:
“Beş vakit ve Cuma namazından başka bazı yerlerde ezan okumak mendübdür. Yeni doğan küçük çocuğun kulağına, yangın ve savaş sırasında, sar'alı, gazaplı ve kederlilerin yanında, insan ve hayvanların ah­lâkı kötü olanların yanında, ordunun izdihamlı zamanında, misafirin arkasından ezan ve ikamet okumak mendübdür. Keza kimsenin olma­dığı boş arazide (kırda) yiten (yolunu şaşıran) kimsenin de ezan oku­ması mendübdür.
Aliyyulkâri  Merhum  Da MİŞKAT Şerhinde  Şöyle  Demiştir:
“Kederli kimsenin, başka bir kişiye kulağına ezan okumasını söy­lemesi mendübdür. Zira böyle yapılınca o kimsenin kederi dökülür. Ke­za Hz. Ali (RA)’den de böylece rivayet olunmuştur.”(İBNİ ABİDİN)
·       Yeni doğan çocuğun sol kulağına ikamet, sağ kula­ğına da ezan okumak mendübdür. (MEZÂHİBİ ERBAA)

[2].  Ezan okumak, farz namazlar için erkeklere sünnet'i müekkede ve sünnet'i kifâyedir. Yani yapılması mutlaka gereken fakat birçok cemaat ve topluluk içerisinden bir kişi veya bazı kişiler yaparsa, diğerleri sorumluluktan kurtulur. Ezan Kur'anı Kerim­de ve Hadisi Şerifte anlatılmıştır.  Cuma suresinde mealen şöyle: “Namaza çağrıldığınız vakit..” buyrulmuştur.
Allah'a davet eden müezzinler hakkında Resul’ü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Müezzinler, kıyamet gününde tabî olanı çok olan kimseler olacaktırlar.”

FETVA
Soru: Semada, ilk önce ezan okuyan - Mekke'i Mükerremede,  ilk önce ezan okuyan - ezanı ilk önce ziyade eden ve Mısır'da Minber'i, ilk önce icat edenler kimlerdir?
Cevap: Semada Cebrail (A.S.) - İslâm'da (Mekke'i Mükerremede) Hz. Bilal (R.A.) -  Habib’in Abdurrahmân - Cumada;  Osman Bin Affan (R.A.)'ın Halifeliği zamanında - Mısır'da minberi bina eden, Selme  (R.A.) dır. (İBNİ NÜCEYM)

[3]. Geçmiş namazlarını kaza eden Müslüman, ezan okur ve ikamet eder.
·       Fa­kat birkaç vakit veya günlük geçmiş namazları kaza eden (yukarıda geçtiği gibi) bir odada olursa, önce ezan okur, peşinden kamet getirir.
·       Diğer vakitler için kazaya devam ettiğinde,  aynı odadan diğer bir odaya geçilir ve orada da kaza namazına devam edilir­se, yeniden ezan ve ikamet yapmak sünnettir.
·       Aynı odada devam edil­diği takdirde yine hüküm yukarıdaki gibidir. Devam ettiği diğer kaza namazlarında ikamet okumak sünnettir.
·       Cuma kılınan yerlerde,  öğle namazını kılan kimsenin ezan ve ikamet yaparak namaz kılması mekruhtur. Mahalle mescidi veya ca­miinde ezan ve ikamet edilerek cemaatle namazı kılarlarsa, o mescit ve camilerde tekrar ezan ve ikamet yaparak cemaatle namaz kılmak mek­ruhtur. Ancak yol üzerinde olan, imam ve müezzini olmayan cami ve mescitlerde ikinci bir cemaat olma caizdir(DÜRR’ÜL-MUHTAR)
FETVA

Soru: Bir mescidin kadrolu imam ve müezzini öncülüğünde ezan okuyup, ikametle öğle namazını kıldıktan sonra;  bir cemaat daha gelip tekrar o mescitte ezan ve ikametle önceki heyet üzerine öğle namazını kılmalarında bir beis var mıdır?
Cevap: Mekruhtur.

[4]. Misafirin (yolcu) ezan okuma imkân ve vakti olursa okuması,  evinde namaz kılan Müslüman her ne kadar ezan duysa dahi ezan ve ikamet yaparak namaz kılması daha sevaptır.

FETVA                                  
Soru: Birkaç kimse mesireye gidip sahrada bir yere toplanıp ezansız cemaatle namaz kılsalar, ezanı  terk ettikleri için günahkâr olurlar mı?
Cevap:   Olmazlar. (FETEVAYI BEHCE)
·       Fetvada böyle ise de afdal olan kırda namaz kılan kimselerin ezan ve ikamet okumaları iyidir. Zira Hz. Salman (R.A.)’ın rivayeti ile nak­ledilen Hadis'i Şerifte Peygamber (S.A.V.) Efendimiz mealen şöyle buyuruyor: Bir kimse, bir yerde bulunup da namaz vakti olursa, abdest alsın ve su bulamazsa teyemmüm etsin, eğer yalnız ikamet getirirse kendisiy­le beraber iki melek namaz kılar ve eğer hem ezan okur ve ikamet getirirse kendisiyle beraber Allah'ın  (C.C.)  askerlerinden iki ucu görünmeyen cemaatle namaz kılar.” (TABTAVİ)
[5].   Sesleri mahrem olduğu için kadınların ezan ve ikamet yapma­ları mekruhtur. Keza cemaatle namaz kılmaları mekruh olan her top­luluğun ezan ve ikameti de mekruhtur.

FETVA
Soru:  Kadınların farz namazlar için ezan ve ikamet etmeleri gerekir mi?
Cevap: Gerekmez. (FETEVAYI BEHCE)

 [6]. Gökten inen melek böyle öğretmiştir. Binaenaleyh o şekil­de okumak gerekir.
·       Yeri gelmişken ezan ve ikameti okuyan müezzine icabet etmenin (söylenene uymak, ezan sözlerini tekrarlamak) sünnet olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Ezanı du­yan, müezzinin okuduğu gibi okur. Hayye alessalah ve felahta; Lahavle veya Mâşâallahu kane ve ma lem yeşe' Lemyekûn, der ve ezan bittikten sonra okunması öğretilen duayı da okursa artık ne isterse dileğinin kabul olunacağı ve Efendimizin (S.A.V.) şefaatine nail olunacağı açıklanmıştır.
·       Ezan ve ikamet yapılırken bazı kimselerin başparmağını gözlerine sürmeleri sün­net değildir. Fakat yapılmasında beis görülmemiştir.
FETVA 
Soru:  Ezanı işiten kimseye, müezzine dil ile icabetinden başka, müezzin şahadetleri söylediğinde;
1.  Başparmaklarının tırnaklarını gözleri üzerine koyması,
2.  Şahadet parmaklarının içlerini gözlerine mesh etmesi sünnet midir?
3.  Göz ağrısına şifa mıdır?
4.  Ezan tamamlanmadan bazı duaları okumak yahut Peygamberimize Salâvatı Şerifeyi getirmek sünnet midir?
Cevap:  Zikrolunan şeylerden hiç biri muteber kitaplarda bu­lunmamıştır. (FETEVAYI BEHCE)
·       Fetvada böyle ise de,  bazı eserlerde (örneğin Tahtavî’de) bu konular vardır.
[7]. Terci: Ezan ve ikameti okurken Kelime'i Şahadetlerde müez­zinin sesini kısması ve bunlardan sonrakilerde seslerini yükseltmesidir. 
[8] Lahin: Bir harf ziyade, noksanlık ve haddinden fazla med veya kasır yoliyle kelimeleri mahrecinden değiştirip, bozmak suretiyle oku­nan şeylerdir. Bu şekiller ister kelimenin öncesinde, ister sonunda olsun, fahiş şekilde olursa mekruhtur.  Ancak sesi güzelleştirmek için gereken meşru imkânı sarf ederek okumak güzeldir. Meselâ; Lafza'i Celâlin hem­zesini uzatarak istifham şeklinde okumak; (Allah korusun) tehlikelidir. Aynı zamanda  (Ekber)  lafzının ba’sını uzatır veya okurken vaslederek okuduğunda vasıl yapılmadaki kerahat ve usulsüz hareketler olmama­lıdır.
Nimetül İslam’da Merhum Mehmet Zihni Efendi; Bu Hususu Şöyle Açıklamıştır.  Ezan ve ikamet’in cezimle okunması, Hadis'i Nebevi ile açıklandığı halde tekbirlerin vaslında râ’ lar harekenin nakli ile üstün olur. Yani, Allahüekber Allahüekber şeklinde okumaktır. İnsanlar bun­dan gafildir.
[9].  Minare: Ezan ilk meşruiyeti (kabul edilmesi) zamanında  minare  olmadığın­dan Hz.  Bilal (R.A.),  Peygamber Mescidinin yanında  bulunan evlerin en yükseği olan, Beni Neccar'dan bir kadının evi üzerine çıkıp ezan okurdu.  Sonra Mescit’i Şerifin üstünde kendisi için bir yer yapıldı.
·       Minareyi; mescitlerde ilk defa ihdas eden, Ashaptan Müselleme bin Muhlif (R.A.) hazretleridir ki, Hz. Muaviye (R.A.) zamanında Mısır Emiri idi.

İbni Abidin diyor ki:

1.    Ezan okumak için Mısır minaresine ilk çıkan Şurahbil bin Âmir’dir.
2.    Çift ezan ihdas (çıkaran) eden beni Ümeyye'dir.
3.    Ezandan sonra, mi­narede  Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'e  Salâvat’ı  Şerife  okunmasına, yedi yüz doksan bir (791)  tarihinde Mısır’da başlanmış ve bit'atı hasenedir.
4.    Gecenin ahirindeki okunan tespih ve temcid (temcid:  a.  Recep, Şaban ve Ramazan ayları süresince, sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua.  b. Ululama, ağırlama ki biz ona sala deriz)’de öyledir.
5.    Temcid okunması, Sultan Nasruddin’in emriyle başlamıştır.

[10]Müezzinin baliğ olması şart değil 

a. Akıllı ve Müslüman olma­sı gerekir.
b. Binaenaleyh kâfirin ezan ve ikameti sahih olmaz.  Sabiyi Mürahikın, (Mürahik: Buluğ yaşına yaklaşmış erkek çocuk. Buluğ yaşına, yani on iki yaşına girip de baliğ olmayan erkek çocuğa denir. On beş yaşına kadar baliğ olmasa yine bu isim verilir. Kız çocuğuna ise: Mürâhika denir.)   hatta   sabi-i   mümeyyizin   (baliğ olmamış, imanı sahih, iyiyi kötüden ayıracak kadar aklı olan, sekiz  on  yaşlarındaki  çocuk.)  ezanı  dahi  kerahat ile caizdir. Fakat bu kerahatın keraheti tahrime  olmamasıdır. Zira sabi-i mümeyyizden başkasının yani mükellefin okuması daha evlâ olduğu için tenzihen mekruhtur.
c.  Delinin, bunamışın, sarhoşun, fâsıkın, ayakta okuyamayanın, ka­dının ve mümeyyiz olmayan çocuğun ezanı mekruhtur. (NİMETÜL İSLÂM)
FETVA
Soru: Küçük olan Zeyd’in ezan okuması mekruh mu?
Cevap:  Mekruh. (İBNİ NÜCEYM.)

Soru: Deli olan Zeyd, deliliği hâlinde ezan okusa tekrarı gerekir mi?
Soru: Tekrarı gerekir.    (FEYZİYE)
[11]. İslâm Hukukunun beyan ettiği birçok İslâmî hükümlere uyulmadığı gibi, bu hükme de riayet (uyma) hemen yok gibidir. Zira birçok yerlerde ve camilerde görüyoruz.
a. Bazı imam ve cemaat, Hayye ala s Salah denmeden kalkıp mihraba veya safa durmaya çalışıyorlar.
b. Diğer bir kı­sım kimseler de ikamet bittikten sonra kalkarlar.
Metinde beyan edilen vakitte intizamlı olarak kalkmak, İslâm dini­nin gerçek tatbikatıdır.
Müezzin, Kadı Kâmeti s Salâtû  dediği  zaman  saf  olan  cemaatle imam namaza başlar.
Fakat cemaat safları düzeltmemişse, imam düzeltmelerini ister ve boş yer varsa doldurun der.  Safların düz ve sık tutulmasını söyler, sonra namaza başlar.
FETVA
Soru: İmam olan Zeyd, iftitah (namaza başlama) tekbirini, müezzinin Kadı Kameti s Salâtû dediğinde mi, yoksa ikamet tamamlanınca mı alması efdaldır? 
Cevap: Müezzin, Kadı Kameti s Salâtû   dediği zaman imam namaza başlama tekbirini alır ve saf  olan  cemaatle namaza başlarlar.

------------

BİLGİ
Ezanı Dinleyenin Uyması Gereken Kurallar
1-  Ezan okunurken konuşulmaz.  Hatta Kur'ân-ı Kerim okuyan bir kişi ezan başladığında okumayı bırakıp ezanı dinler
2- Ezan'ı dinleyen Müslüman, müezzinin okuduğu ezanı tekrar eder ve böylece o da ezan okumuş olur.
a.  "Hayye alâ's-salâh" ve "Hayye alâ'l-felâh" cümlelerinde;  "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Allah'tan başka hiç bir güç ve kuvvet kaynağı yoktur)” der.
b. Ezanı dinleyen kişinin, sabah ezanında, "es-Salâtü Hayrun Mine'n-Nevm" cümlesine, "Sadakte ve berirte (doğru söylüyorsun)" diye karşılık vermesi sünnettir.
3- Ezanı işiten kişi cünüp de olsa yukarıdaki yükümlülükleri yerine getirir. Ancak hayızlı ve nifaslı olan kadınlar bunun dışındadır.
4- Ezanın bitiminde dinleyen kişi ezan duasını okur.
KAYNAK:  İLİM ÂLEMİ (akn)

------------

İMAM EBU HANİFE 

İlk Ezan
1.    Ebu Hüreyre Şöyle Rivayet Etti:   Ensârdan biri, Peygamber'in (şeriat ve selam üzerine olsun) yanından geçti, O'nu tasalı gördü.  Bu kişinin sofrasında her zaman fakirler, aş, eş-dost bulmaktaydı. Hz. Peygamberde gördüğü hüzün onu da kederlendirmişti. Bundan ötürü sofrayı ve o günkü konuklarını bırakarak evindeki namazgâhına çekildi, namaz kılmağa başladı. Bir süre kıldı. Sonra uyku bas­tırdı. Düşünde tanımadığı biri yanına geldi.
“ Peygamber (SAS)'i üzen neydi biliyor musun?” diye sordu.
“Hayır!” dedi.
“Namaz için çağırmanın nasıl yapılacağı idi. O'nu bul ve namaz kı­lanlara namaza gelmelerini şu şekilde - bildireceğini Bilâl'e emretmesini söy­le!”  dedi. Ve Ezanı öğretti. 
“İki defa:   Allahü ekber,  
iki defa:  Eşhedü en lâ ilahe İllâllah,  
iki defa: Hayye alessalâh, 
iki defa: Hayye alel felah,  
Al­lahü Ekber, Allahü Ekber
Lâ İlahe İllallah!”
Bundan sonra, “İkameti de ezan gibi, ancak (Hayye alel felâh’ın sonun­da) Kâdkameti – s Salah, Kâdkameti- s Salah, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ İla­he illallah.” dedi ve tıpkı Müslümanların (bu gün okuduğu) ezan ve ikame­ti öğretti.
Ensârî, uyanınca,  Peygamber'in  (SAS) kapısına gitti. Kapıda bekledi. Bu esnada Ebu Bekir (RA),  çıka geldi. Ebu Bekir (RA), içeri girerken, Ensârî ona,  kendisi için içe­riye girme izni almasını söyledi. Aynı düşü, Ebu Bekir de görmüştü. Sonra Ensârî'ye izin aldı. O da girip Nebi’ye  (Salât ve Selam üzerine olsun) gördü­klerini anlattı. Hz. Peygamber ona:  Aynı şeyi demin bize Ebû Bekir de söyledi, dedi ve Bilal'e bu şekilde ezan okumasını emretti.

----

Başka Bir Rivayet

Ensârdan biri, Peygamber (SAS)'in yanından geçti, Peygamber’i üzüntülü gördü. Adam, o akşam (yoksullara) yemek veriyordu.
Peygamber (SAS)’in üzüntüsünü gördüğü için yemekten vaz geçti. Özel mescidine girerek namaz kılmaya başladı. Bir süre böy­lece namaz kıldı. Sonra uyku bastırdı, düşünde biri geldi:
“Peygamber (SAS)’i üzen neydi biliyor musun?” diye sordu.
Ensârî: “Hayır!” dedi.
“ Namaza nasıl çağrılacağıdır. O'na git Bilâl'e emretsin!”

Adam, Ezanı Şöyle Öğretti

“İki defa; Allahü Ekber, Allahu Ekber. 
İki defa:  Eşhedü enlâ ila­he İllallah. 
İki defa:  Eşhedü enne Muhamederresulullah.  
İki defa: Hayye alessalâh.
İki defa: Hayye alel felah. 
Allahü Ekber, 
(bir defa), Lâ ilahe illâllah”.

Sonra, ikameti de ezan gibi, ancak (Hayye - alel felâh’tan) sonra, iki defa: Kadi'ka- metissala’h,  diye ilâve yaparak, tıpkı Müslümanların bu günkü okuduğu ezan ve ikameti öğretti.

1. İbni Ömer'in Şöyle Dediği Rivayet Edildi:
Peygamber (SAV), müezzin ezan okurken (işittiğin­de) ne diyorsa, onu aynen tekrarlayarak izlerdi.

------------

NURUL İZAH

EZAN
·       Geçmiş namazların her biri için ezan ve kamet okumak en iyisidir.  Nitekim Ahzab (Hicretin dördüncü yılında meydana gelen Hendek Muharebesi) günü kâfirler, Resul (Aleyhissalâtü vesselam)'ün, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kaçırmasına sebep olunca, Peygamber Efendimiz (SAS): Bilal (RA)’e, bu namazların her biri için ezan ve kamet okumasını söylemiş ve mezkûr namazları sırasıyla kaza etmişti.

·       İmam Malik b. Enes (RA)'in el-Muvatta'sında Zeyd b. Es-lem'den rivayet edilen bir hadis-i Şerifte Şöyle Denilmektedir:
·       "Rasûlullah (Aleyhisselâm), bir gece Mekke yolunda konaklamış ve na­maza kaldırması için Bilâl'i görevlendirmişti. Hem Bilal ve hem de diğerleri uyuyakaldılar. Uyandıklarında, güneş çoktan doğmuştu. Bunun üzerine Rasûlullah (Aleyhisselâm) insanlara, bineklerine binip bu vadiden uzaklaşmalarını emretti ve "Burası şeytan vadisidir" dedi. Bineklerine bi­nip vadiden uzaklaştılar. Sonra Rasûlullah, bir yere gelince inmelerini ve abdest almalarını, Bilâl'e de geçirdikleri namaz için ezan ve kamet okumasını emretti, sonra da birlikte namaz kıldılar."

------------

NURUL İZAH

Rasûlullah (AS)'ın, Bilâl (RA)’e Söyledikleri

Efendimiz: “Bilal! Ezanla kamet arasında biraz bekle, ta ki abdest alan kimse rahatça abdestini alsın, yemeğini yiyenler rahatça yesinler.” Buyurmuşlardır.

Ezan; vaktin girdiğini, insanların namaz için temizlenip camide hazır bulunmaları gerektiğini bildirmektir. Ezandan sonra hemen kamet okunup namaza başlansa bu hedefe ulaşılamaz.
Telhîn: Ezanın kelimelerinin değişmesine sebebiyet verecek şekilde teganni etmek, kelimenin harflerini fazlalaştırmak veya eksiltmek yahut da kelimelerin harekelerinde hata yapmaktır.
·       Ezan ve kamet esnasında konuşulduğunda kametin değil de ezanın yeniden okunması müstehabdır.
·       Şehirlerde, Cuma gününün öğlesi için, Cumayı kılamayanların ezan ve kamet okumaları mekruhtur.

Ezan ve Sağırlar
Cuma ve Köylüler

Ezan ve kametin cuma günü köylülere değil de şehirlilere mekruh oluşunun sebebi:
(Hanefilerde), köylülere Cuma namazının farz olmayışıdır. Durum böyle olunca köylülerin, cuma günü öğle namazı için ezan ve kamet okumaları mekruh değildir. Çünkü tartışmasız bir şekilde bunlara öğle namazı farzdır.  Ama Şehirliler,  özürlü veya özürsüz olarak Cuma namazlarını kaçırdıklarında, tek başlarına veya cemaatle kılacakları öğle namazları için ezan ve kamet okumaları mekruhtur.

·       Sağırların ezanı tekrarlamaları ve ezanın manasının anlaşılması şart değildir.

------------

BİLGİ

Ezanın Okunuşu Ve Anlamı
(akn) Hanefi Mezhebinde Ezan

Tekrar

Okunuş
Türkçe Anlam
4 kere

Allahu Ekber
Allah En Büyüktür
2   "

Eşhedü en lâ ilâhe illallah
Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim.
2   "  

Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah
Muhammed'in Allah'ın Resulü (elçisi) olduğuna şahitlik ederim.
2   "

Hayye ale-ssalah
Haydi namaza
2   "

Hayye alel-felah
Haydi kurtuluşa
2   "   

Es-salâtü Hayrun Mine'n Nevm
(Bu kısım sadece Sabah namazı için okunur)
Namaz uykudan hayırlıdır (Sadece Sabah namazında okunur)
2   "

Allahu Ekber
Allah En Büyüktür
1   "

Lâ ilahe illallah
Allah'tan başka ilah yoktur

EMİR:  Ezanı Tekrar Ediniz
a.  Efendimiz Buyurdular: Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin söylediğini aynen (kelime kelime) tekrar edin. Sonra bana Salatü Selam okuyun. Zira kim bana Salâtü Selam okursa Allah da ona on misliyle rahmet eder.’ (Müslim)
b.  Hadiste, ‘işitme’ şartıyla ezanın tekrarı emredilmektedir.
c.   Ezanın tekrarı demek, başka meşguliyetleri terk etmek demektir.
Hanefi Âlimleri Bu Hadisten Hareketle
a. Kur’an okumak,
b. Zikretmek,
c.  Dua etmek,
d. Konuşmak,
e. Selam almak, selam vermek,
f. Yemek, içmek gibi her çeşit meşguliyetin terkini ve okunan ezanın tekrarını ‘vacip’ addetmişlerdir. 
·       Ezan Vacip derecesinde sünneti müekkeddir.
·       KAYNAK:  1430 © www.SoruSorCevapBul.com

------------

BİLGİ
Güvenli Belde
Ezan, bir yerin Müslümanların mı yoksa zorbaların mı kontrolünde olduğunu belirten bir işaret, bir semboldür. Korkusuzca ve doğru bir şekilde okunan ezan o yerin İslâm beldesi olduğunu gösterir. İslâm fıkhında, bir yörenin Daru'l-harp veya Daru'l İslâm olduğu tespitinde orada ezanın okunup okunmadığı dikkate alınan ölçülerden biridir.

KAYNAK: sevde. de›islamAns/E/ezan.htm

------------

KELİMELER 

Daru'l - Harp: Müslüman olmayan yer. Güvenli olmayan belde. 
Daru'l - İslâm: İslam Ülkesi. Güvenli olan belde.