İÇİNDEKİLER
1. Ezanı Dinleyenin
Uyması Gereken Kurallar
2. İlk Ezan
2. İlk Ezan
3. Rasûlullah (SAS)'ın,
Bilâl (RA)’e Söylediği
4. Ezan ve Sağırlar –
Cuma ve Köylüler
5. Hanefi Mezhebinde
Ezan
6. EMİR - Ezanın
Tekrarı Demek, Ne Demek
7. Güvenli Belde
------------
MÜLTEKA
1. Ezan, farz namazlar (beş vakit
namaz ve Cuma namazı) için sünnettir.
2. [2]. Farz namazlardan başkası için
(Vitir, Bayram, Güneş ve Ay Tutulması, İstiskâ, Cenaze ve diğer sünnet olan
namazlar için) sünnet değildir.
3. Namaz vakti girmezden evvel ezan
okunmaz.
a. Eğer vakit girmezden önce
okunursa, vakit içinde iade olunur.
b. Sabah namazının ezanının iadesi
hakkında (gecenin son yarısında okunan ezana da) İmam Ebû Yusuf muhalefet
ediyor.
4. Geçmiş namaz için ezan ve ikamet
yapılır.
5. Yine bütün geçmiş namazların (birkaç vakit veya birkaç günlük geçmiş
namazlar kaza edilirken) öncesinde ezan ve ikamet okunur.
1. Fakat devam edilen diğer kaza
namazlarında (aynı odadan çıkmadan) ezan okunması muhayyer
bırakıldı. (İsterse yapar, istemezse yapmaz, yapmazsa, günah değildir. ) [3]
2. Ezan ve ikameti misafirin terk
etmesi mekruhtur.
3. Şehirde, evinde namaz kılan
kimsenin (ezan ve ikameti terk etmesi) mekruh değildir. Fakat şehirdeki
evinde namaz kılan kimselerin ezan ve ikameti okumaları menduptur [4].
5. Ezan okumanın
şekli malûmdur. Sabah ezanının Felahın (Hay-yalel Felah)’dan sonra iki kere
(Es-salâtü Hayrun Minen-nevm) ilâve
edilir.
6. İkamet te, (sünnetliği, kelimeleri
ve okunuşu itibariyle) ezan gibidir.“Hayye alel felah” sözünden sonra iki kere, “kad-
kametis-salah” sözü eklenir.
7. Ezan, ara vererek (kelimelerin arasında durmak
ve nefes almak) okunur.
8. İkamette ise, kelimelerin arası açılmadan çabuk okunur [6]. Ezan ve ikameti terci [7] ve lahinle okumak mekruhtur [8]. Her ikisinde de (müezzin) yönünü
Kıbleye döner, haydin namaza ve haydin felaha derken, yüzünü sağa sola
çevirir. Sesin yüksek çıkmasının temini için iki parmağını iki kulağına, kor.
Ezan ve ikamet okurken konuşmaz.
· İmam Âzam'a göre: Müezzin, akşam namazının ezan ve ikametinin arasını bir sekte ile
ayırır.
· İmameyne göre ise; Hafif oturmakla ayırır, her namazda tesvib (ezanla ikamet arasında birinci davetten sonra
tekrar namaza çağırma yapmaktır ki; namaza, namaza manasını ifade eden “Essalâtü-Essalâtü” gibi kelimelerle davettir. Sonradan gelen
bilginler bunu güzel gördüler.
10.
Ezan
ve ikameti, Abdestli - gusüllü olan müezzin okur.
· Abdestsizin ezanı caizdir.
· Fakat ikameti mekruhtur.
· Cünübün ezanı da mekruhtur.
Sarhoşun, delinin ve kadının okuduğu ezan iade edildiği gibi cünübün okuduğu
ezan da iade edilir. Cünübün okuduğu ikamet (tekrarı meşru olmadığından) iade
edilmez.
11.
Müezzinin,
sünneti (ezanın sünnet olduğunu, sünnetin hükmünü) ve vakitleri bilmesi
müstehaptır.
· Kölenin, körün, bedevinin ve
veledi zinanın ezan okuması mekruh değildir.
12.
Müezzin
ikamette, Hayye ala s Salah
dediği vakit, namaza durmak için kalkar ve
Kadı Kameti s Salâtû dediği vakit, namaza başlarlar [11],
13.
Eğer imam yoksa veya müezzin imamsa, o imamlığa hazır oluncaya kadar
namaza kalkıp durmazlar.
------------
MÜLTEKA ŞERHİ
Ezan
[1]. Ezan: Lügatte, ilân manasınadır.
Şeriatta: Namaz vakitlerinin olduğunu, özel
kelimelerle ilân etmektir.
Meşru olmasının sebebi: Namaz vaktinin girdiğini bilmek için istişaredir. Hicretin birinci
senesinde meşru olmuştur. Sahih olan akıllı, Müslüman’ın Arapça kelimelerle
okuması, müezzinin sâlih, vaktin girdiğini bilmesi, temiz olması, insanların
halinden haberdar ve İslamın prensiplerine bağlı kimsenin olması gerekir.
Ezanın: Sübut ciheti, tesmiyesi, fazileti, lügat ve şeriat tefsiri, sebebi
meşruiyeti, sebebi, şartı, hükmü, rüknü, sıfatı, keyfiyeti ve vakti vardır.
Sübut Ciheti: Ezanın
sübutu, kitap ve sünnetle sabittir. Ayet ve hadisler ile de nakledilmiştir.
Tesmiyesi: Ezan
denilmiştir.
Fazileti: İmamlıktan
sonra müezzinlik efdal ibadettir.
Hz. Ömer’in (R.A.) şu sözü çok
anlamlıdır: “Eğer halife olmasaydım, ezan okurdum.”
Sebebi Meşruiyeti: Namaz vaktinin bilinmesi ve bildirilmesi için, Rasûlullah (S.A.V.) Efendimizin
Ashabı Kiramla istişare etmesidir.
Sebebi: Namaz
vakitlerinin girmesidir.
Şartı: Namaz
vakitlerinin sebebinin hâsıl olmasıdır ki, vakitlerin girmesidir. Sahih olan
rivayete göre, akıllı kimsenin Arapça lafızlarla okuması, erkek olması ve müezzinin
namaz vakitlerini bilmesi ve sâlih olması da şartın kemalidir.
Hükmü: Ezana fiilen
ve kavlan icabet
etmektir.
Rüknü: Ezana mahsus olan
lafızlardır.
Sıfatı: Ezan,
sünneti müekkededir.
Keyfiyeti: Kıbleye
yönelip okumak ve hayye ala s-salah
ile hayye alel felah cümlelerini
söylerken müezzinin başını sağ ve sol taraflara çevirerek okumasıdır.
Vakti: Beş vakit
namaz ve cuma namazının vakitleridir. Beş vakit namazın kazası da ezanın
vaktidir.
Dürrü Muhtar Ve İbni Abidin’de Ezanla İlgili Şu Hükümler
Zikrolunmuştur:
“Beş vakit ve Cuma namazından
başka bazı yerlerde ezan okumak mendübdür. Yeni doğan küçük çocuğun kulağına,
yangın ve savaş sırasında, sar'alı, gazaplı ve kederlilerin yanında, insan ve
hayvanların ahlâkı kötü olanların yanında, ordunun izdihamlı zamanında,
misafirin arkasından ezan ve ikamet okumak mendübdür. Keza kimsenin olmadığı
boş arazide (kırda) yiten (yolunu şaşıran) kimsenin de ezan okuması mendübdür.
Aliyyulkâri Merhum Da MİŞKAT Şerhinde
Şöyle Demiştir:
“Kederli kimsenin, başka bir
kişiye kulağına ezan okumasını söylemesi mendübdür. Zira böyle yapılınca o
kimsenin kederi dökülür. Keza Hz. Ali (RA)’den de böylece rivayet
olunmuştur.”(İBNİ ABİDİN)
· Yeni doğan çocuğun sol kulağına
ikamet, sağ kulağına da ezan okumak mendübdür. (MEZÂHİBİ ERBAA)
[2]. Ezan okumak, farz namazlar
için erkeklere sünnet'i müekkede ve sünnet'i kifâyedir. Yani yapılması mutlaka
gereken fakat birçok cemaat ve topluluk içerisinden bir kişi veya bazı kişiler
yaparsa, diğerleri sorumluluktan kurtulur. Ezan Kur'anı Kerimde ve Hadisi
Şerifte anlatılmıştır. Cuma suresinde
mealen şöyle: “Namaza çağrıldığınız vakit..” buyrulmuştur.
Allah'a davet eden müezzinler
hakkında Resul’ü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Müezzinler,
kıyamet gününde tabî olanı çok olan kimseler olacaktırlar.”
FETVA
Soru: Semada, ilk önce ezan okuyan -
Mekke'i Mükerremede, ilk önce ezan
okuyan - ezanı ilk önce ziyade eden ve Mısır'da Minber'i, ilk önce icat edenler
kimlerdir?
Cevap: Semada Cebrail (A.S.) - İslâm'da
(Mekke'i Mükerremede) Hz. Bilal (R.A.) -
Habib’in Abdurrahmân - Cumada;
Osman Bin Affan (R.A.)'ın Halifeliği zamanında - Mısır'da minberi bina
eden, Selme (R.A.) dır. (İBNİ
NÜCEYM)
· Fakat birkaç vakit veya günlük
geçmiş namazları kaza eden (yukarıda geçtiği gibi) bir odada olursa, önce ezan
okur, peşinden kamet getirir.
· Diğer vakitler için kazaya devam
ettiğinde, aynı odadan diğer bir odaya
geçilir ve orada da kaza namazına devam edilirse, yeniden ezan ve ikamet
yapmak sünnettir.
· Aynı odada devam edildiği
takdirde yine hüküm yukarıdaki gibidir. Devam ettiği diğer kaza namazlarında
ikamet okumak sünnettir.
· Cuma
kılınan yerlerde, öğle namazını kılan
kimsenin ezan ve ikamet yaparak namaz kılması mekruhtur. Mahalle mescidi veya
camiinde ezan ve ikamet edilerek cemaatle namazı kılarlarsa, o mescit ve
camilerde tekrar ezan ve ikamet yaparak cemaatle namaz kılmak mekruhtur. Ancak
yol üzerinde olan, imam ve müezzini olmayan cami ve mescitlerde ikinci bir
cemaat olma caizdir.
(DÜRR’ÜL-MUHTAR)
FETVA
Soru: Bir mescidin kadrolu imam ve
müezzini öncülüğünde ezan okuyup, ikametle öğle namazını kıldıktan sonra; bir cemaat daha gelip tekrar o mescitte ezan
ve ikametle önceki heyet üzerine öğle namazını kılmalarında bir beis var mıdır?
Cevap: Mekruhtur.
[4]. Misafirin (yolcu) ezan okuma
imkân ve vakti olursa okuması, evinde
namaz kılan Müslüman her ne kadar ezan duysa dahi ezan ve ikamet yaparak namaz
kılması daha sevaptır.
FETVA
Soru: Birkaç kimse mesireye gidip
sahrada bir yere toplanıp ezansız cemaatle namaz kılsalar, ezanı terk
ettikleri için günahkâr olurlar mı?
Cevap: Olmazlar. (FETEVAYI BEHCE)
· Fetvada böyle ise de afdal olan
kırda namaz kılan kimselerin ezan ve ikamet okumaları iyidir. Zira Hz. Salman
(R.A.)’ın rivayeti ile nakledilen Hadis'i Şerifte Peygamber (S.A.V.) Efendimiz mealen şöyle buyuruyor: Bir
kimse, bir yerde bulunup da namaz vakti olursa, abdest alsın ve su bulamazsa
teyemmüm etsin, eğer yalnız ikamet getirirse kendisiyle beraber iki melek
namaz kılar ve eğer hem ezan okur ve ikamet getirirse kendisiyle beraber
Allah'ın (C.C.) askerlerinden iki ucu görünmeyen cemaatle namaz
kılar.” (TABTAVİ)
[5]. Sesleri mahrem olduğu için kadınların ezan
ve ikamet yapmaları mekruhtur. Keza cemaatle namaz kılmaları mekruh olan her
topluluğun ezan ve ikameti de mekruhtur.
FETVA
Soru:
Kadınların farz namazlar için ezan ve ikamet etmeleri gerekir mi?
Cevap: Gerekmez. (FETEVAYI BEHCE)
[6]. Gökten inen melek böyle öğretmiştir. Binaenaleyh o şekilde okumak
gerekir.
· Yeri gelmişken ezan ve ikameti
okuyan müezzine icabet etmenin (söylenene uymak, ezan sözlerini tekrarlamak)
sünnet olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Ezanı duyan, müezzinin okuduğu gibi
okur. Hayye alessalah ve felahta; Lahavle veya Mâşâallahu kane ve ma lem
yeşe' Lemyekûn, der ve ezan bittikten sonra okunması öğretilen duayı da
okursa artık ne isterse dileğinin kabul olunacağı ve Efendimizin (S.A.V.)
şefaatine nail olunacağı açıklanmıştır.
· Ezan ve ikamet yapılırken bazı
kimselerin başparmağını gözlerine sürmeleri sünnet değildir. Fakat
yapılmasında beis görülmemiştir.
FETVA
Soru:
Ezanı işiten kimseye, müezzine dil ile icabetinden başka, müezzin
şahadetleri söylediğinde;
1. Başparmaklarının tırnaklarını
gözleri üzerine koyması,
2. Şahadet parmaklarının içlerini
gözlerine mesh etmesi sünnet midir?
3. Göz ağrısına şifa mıdır?
4. Ezan tamamlanmadan bazı duaları
okumak yahut Peygamberimize Salâvatı Şerifeyi getirmek sünnet midir?
Cevap:
Zikrolunan şeylerden hiç biri muteber kitaplarda bulunmamıştır. (FETEVAYI BEHCE)
· Fetvada böyle ise de, bazı eserlerde (örneğin Tahtavî’de) bu
konular vardır.
[7]. Terci: Ezan ve ikameti okurken Kelime'i
Şahadetlerde müezzinin sesini kısması ve bunlardan sonrakilerde seslerini
yükseltmesidir.
[8]. Lahin: Bir harf ziyade, noksanlık ve haddinden fazla med veya kasır yoliyle kelimeleri mahrecinden değiştirip, bozmak suretiyle okunan şeylerdir. Bu şekiller ister kelimenin öncesinde, ister sonunda olsun, fahiş şekilde olursa mekruhtur. Ancak sesi güzelleştirmek için gereken meşru imkânı sarf ederek okumak güzeldir. Meselâ; Lafza'i Celâlin hemzesini uzatarak istifham şeklinde okumak; (Allah korusun) tehlikelidir. Aynı zamanda (Ekber) lafzının ba’sını uzatır veya okurken vaslederek okuduğunda vasıl yapılmadaki kerahat ve usulsüz hareketler olmamalıdır.
Nimetül İslam’da Merhum Mehmet Zihni Efendi; Bu Hususu Şöyle Açıklamıştır. Ezan ve ikamet’in cezimle okunması, Hadis'i Nebevi ile açıklandığı halde tekbirlerin vaslında râ’ lar harekenin nakli ile üstün olur. Yani, Allahüekber Allahüekber şeklinde okumaktır. İnsanlar bundan gafildir.
[9]. Minare: Ezan ilk meşruiyeti (kabul edilmesi) zamanında minare olmadığından Hz. Bilal (R.A.), Peygamber Mescidinin yanında bulunan evlerin en yükseği olan, Beni Neccar'dan bir kadının evi üzerine çıkıp ezan okurdu. Sonra Mescit’i Şerifin üstünde kendisi için bir yer yapıldı.
[8]. Lahin: Bir harf ziyade, noksanlık ve haddinden fazla med veya kasır yoliyle kelimeleri mahrecinden değiştirip, bozmak suretiyle okunan şeylerdir. Bu şekiller ister kelimenin öncesinde, ister sonunda olsun, fahiş şekilde olursa mekruhtur. Ancak sesi güzelleştirmek için gereken meşru imkânı sarf ederek okumak güzeldir. Meselâ; Lafza'i Celâlin hemzesini uzatarak istifham şeklinde okumak; (Allah korusun) tehlikelidir. Aynı zamanda (Ekber) lafzının ba’sını uzatır veya okurken vaslederek okuduğunda vasıl yapılmadaki kerahat ve usulsüz hareketler olmamalıdır.
Nimetül İslam’da Merhum Mehmet Zihni Efendi; Bu Hususu Şöyle Açıklamıştır. Ezan ve ikamet’in cezimle okunması, Hadis'i Nebevi ile açıklandığı halde tekbirlerin vaslında râ’ lar harekenin nakli ile üstün olur. Yani, Allahüekber Allahüekber şeklinde okumaktır. İnsanlar bundan gafildir.
[9]. Minare: Ezan ilk meşruiyeti (kabul edilmesi) zamanında minare olmadığından Hz. Bilal (R.A.), Peygamber Mescidinin yanında bulunan evlerin en yükseği olan, Beni Neccar'dan bir kadının evi üzerine çıkıp ezan okurdu. Sonra Mescit’i Şerifin üstünde kendisi için bir yer yapıldı.
· Minareyi; mescitlerde ilk defa ihdas
eden, Ashaptan Müselleme bin Muhlif (R.A.) hazretleridir ki, Hz. Muaviye (R.A.)
zamanında Mısır Emiri idi.
İbni
Abidin diyor ki:
1. Ezan okumak için Mısır minaresine ilk çıkan
Şurahbil bin Âmir’dir.
2. Çift ezan ihdas (çıkaran) eden beni
Ümeyye'dir.
3. Ezandan sonra, minarede Peygamber Efendimiz (S.A.V.)'e Salâvat’ı
Şerife okunmasına, yedi yüz
doksan bir (791) tarihinde Mısır’da
başlanmış ve bit'atı hasenedir.
4. Gecenin ahirindeki okunan tespih ve temcid
(temcid: a. Recep, Şaban ve Ramazan ayları süresince,
sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua. b. Ululama, ağırlama ki biz ona sala
deriz)’de öyledir.
a. Akıllı ve Müslüman olması
gerekir.
b. Binaenaleyh kâfirin ezan ve
ikameti sahih olmaz. Sabiyi Mürahikın, (Mürahik: Buluğ yaşına yaklaşmış
erkek çocuk. Buluğ yaşına, yani on iki yaşına girip de baliğ olmayan erkek
çocuğa denir. On beş yaşına kadar baliğ olmasa yine bu isim verilir. Kız çocuğuna
ise: Mürâhika denir.) hatta sabi-i mümeyyizin (baliğ olmamış, imanı sahih, iyiyi
kötüden ayıracak kadar aklı olan, sekiz on yaşlarındaki
çocuk.) ezanı dahi kerahat
ile caizdir. Fakat bu kerahatın keraheti tahrime olmamasıdır. Zira
sabi-i mümeyyizden başkasının yani mükellefin okuması daha evlâ olduğu
için tenzihen mekruhtur.
c. Delinin, bunamışın, sarhoşun,
fâsıkın, ayakta okuyamayanın, kadının ve mümeyyiz olmayan çocuğun ezanı
mekruhtur. (NİMETÜL İSLÂM)
FETVA
Soru: Küçük olan Zeyd’in ezan okuması
mekruh mu?
Cevap:
Mekruh. (İBNİ NÜCEYM.)
Soru: Deli olan Zeyd, deliliği hâlinde
ezan okusa tekrarı gerekir mi?
Soru: Tekrarı gerekir.
(FEYZİYE)
[11]. İslâm Hukukunun beyan ettiği birçok İslâmî hükümlere uyulmadığı gibi,
bu hükme de riayet (uyma) hemen yok gibidir. Zira birçok yerlerde ve camilerde
görüyoruz.
a. Bazı imam ve cemaat, Hayye ala s Salah denmeden
kalkıp mihraba veya safa durmaya çalışıyorlar.
b. Diğer bir kısım kimseler de
ikamet bittikten sonra kalkarlar.
Metinde beyan edilen vakitte
intizamlı olarak kalkmak, İslâm dininin gerçek tatbikatıdır.
Müezzin, Kadı Kâmeti s Salâtû dediği zaman
saf olan cemaatle imam namaza başlar.
Fakat cemaat safları
düzeltmemişse, imam düzeltmelerini ister ve boş yer varsa doldurun der.
Safların düz ve sık tutulmasını söyler, sonra namaza başlar.
FETVA
Soru: İmam olan Zeyd, iftitah (namaza
başlama) tekbirini, müezzinin Kadı Kameti
s Salâtû dediğinde mi, yoksa ikamet tamamlanınca mı alması
efdaldır?
Cevap: Müezzin, Kadı Kameti s Salâtû dediği zaman imam namaza
başlama tekbirini alır ve saf olan cemaatle namaza başlarlar.
------------
BİLGİ
BİLGİ
Ezanı Dinleyenin Uyması Gereken Kurallar
1-
Ezan okunurken konuşulmaz. Hatta
Kur'ân-ı Kerim okuyan bir kişi ezan başladığında okumayı bırakıp ezanı dinler
2- Ezan'ı dinleyen Müslüman,
müezzinin okuduğu ezanı tekrar eder ve böylece o da ezan okumuş olur.
a. "Hayye
alâ's-salâh" ve "Hayye
alâ'l-felâh" cümlelerinde; "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh
(Allah'tan başka hiç bir güç ve kuvvet kaynağı yoktur)” der.
b. Ezanı dinleyen kişinin, sabah
ezanında, "es-Salâtü Hayrun
Mine'n-Nevm" cümlesine, "Sadakte ve berirte (doğru söylüyorsun)"
diye karşılık vermesi sünnettir.
3- Ezanı işiten kişi cünüp de olsa
yukarıdaki yükümlülükleri yerine getirir. Ancak hayızlı ve nifaslı olan
kadınlar bunun dışındadır.
4- Ezanın bitiminde dinleyen kişi
ezan duasını okur.
KAYNAK: İLİM ÂLEMİ (akn)
------------
İMAM EBU HANİFE
İMAM EBU HANİFE
İlk Ezan
1. Ebu Hüreyre Şöyle Rivayet Etti:
Ensârdan biri, Peygamber'in (şeriat ve selam üzerine olsun) yanından
geçti, O'nu tasalı gördü. Bu kişinin
sofrasında her zaman fakirler, aş, eş-dost bulmaktaydı. Hz. Peygamberde gördüğü
hüzün onu da kederlendirmişti. Bundan ötürü sofrayı ve o günkü konuklarını
bırakarak evindeki namazgâhına çekildi, namaz kılmağa başladı. Bir süre kıldı.
Sonra uyku bastırdı. Düşünde tanımadığı biri yanına geldi.
“ Peygamber (SAS)'i üzen neydi biliyor musun?” diye sordu.
“Hayır!” dedi.
“Namaz için çağırmanın nasıl yapılacağı idi. O'nu bul ve namaz kılanlara
namaza gelmelerini şu şekilde - bildireceğini Bilâl'e emretmesini söyle!” dedi. Ve Ezanı öğretti.
“İki defa: Allahü ekber,
iki defa: Eşhedü en lâ ilahe İllâllah,
iki defa: Hayye alessalâh,
iki defa: Hayye alel felah,
Allahü Ekber, Allahü Ekber,
Lâ İlahe İllallah!”
“İki defa: Allahü ekber,
iki defa: Eşhedü en lâ ilahe İllâllah,
iki defa: Hayye alessalâh,
iki defa: Hayye alel felah,
Allahü Ekber, Allahü Ekber,
Lâ İlahe İllallah!”
Bundan sonra, “İkameti de ezan gibi, ancak (Hayye alel felâh’ın sonunda)
Kâdkameti – s Salah, Kâdkameti- s Salah, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ İlahe
illallah.” dedi ve tıpkı Müslümanların (bu gün okuduğu) ezan ve ikameti
öğretti.
Ensârî, uyanınca,
Peygamber'in (SAS) kapısına
gitti. Kapıda bekledi. Bu esnada Ebu Bekir (RA), çıka geldi. Ebu Bekir (RA), içeri girerken,
Ensârî ona, kendisi için içeriye girme
izni almasını söyledi. Aynı düşü, Ebu Bekir de görmüştü. Sonra Ensârî'ye
izin aldı. O da girip Nebi’ye (Salât ve
Selam üzerine olsun) gördüklerini anlattı. Hz. Peygamber ona: Aynı şeyi demin bize Ebû Bekir de söyledi,
dedi ve Bilal'e bu şekilde ezan okumasını emretti.
----
----
Başka Bir Rivayet
Ensârdan biri, Peygamber (SAS)'in yanından geçti, Peygamber’i üzüntülü
gördü. Adam, o akşam (yoksullara) yemek veriyordu.
Peygamber (SAS)’in üzüntüsünü gördüğü için yemekten vaz geçti. Özel mescidine girerek namaz kılmaya başladı. Bir süre böylece namaz kıldı. Sonra
uyku bastırdı, düşünde biri geldi:
“Peygamber (SAS)’i üzen neydi biliyor musun?” diye sordu.
Ensârî: “Hayır!” dedi.
“ Namaza nasıl çağrılacağıdır. O'na git Bilâl'e emretsin!”
Adam, Ezanı Şöyle Öğretti
“İki defa; Allahü Ekber, Allahu Ekber.
İki defa: Eşhedü enlâ ilahe İllallah.
İki defa: Eşhedü enne Muhamederresulullah.
İki defa: Hayye alessalâh.
İki defa: Hayye alel felah.
Allahü Ekber,
(bir defa), Lâ ilahe illâllah”.
“İki defa; Allahü Ekber, Allahu Ekber.
İki defa: Eşhedü enlâ ilahe İllallah.
İki defa: Eşhedü enne Muhamederresulullah.
İki defa: Hayye alessalâh.
İki defa: Hayye alel felah.
Allahü Ekber,
(bir defa), Lâ ilahe illâllah”.
Sonra, ikameti de ezan gibi, ancak (Hayye - alel felâh’tan) sonra, iki
defa: Kadi'ka- metissala’h, diye ilâve
yaparak, tıpkı Müslümanların bu günkü okuduğu ezan ve ikameti öğretti.
1. İbni Ömer'in Şöyle Dediği Rivayet Edildi:
Peygamber (SAV), müezzin ezan okurken (işittiğinde) ne diyorsa, onu
aynen tekrarlayarak izlerdi.
------------
NURUL İZAH
EZAN
------------
NURUL İZAH
EZAN
·
Geçmiş
namazların her biri için ezan ve kamet okumak en iyisidir. Nitekim Ahzab (Hicretin dördüncü yılında
meydana gelen Hendek Muharebesi) günü kâfirler, Resul (Aleyhissalâtü
vesselam)'ün, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kaçırmasına sebep
olunca, Peygamber Efendimiz (SAS): Bilal (RA)’e, bu namazların her biri için
ezan ve kamet okumasını söylemiş ve mezkûr namazları sırasıyla kaza etmişti.
· İmam Malik b. Enes (RA)'in
el-Muvatta'sında Zeyd b. Es-lem'den rivayet edilen bir hadis-i Şerifte Şöyle Denilmektedir:
·
"Rasûlullah
(Aleyhisselâm), bir gece Mekke yolunda konaklamış ve namaza kaldırması için
Bilâl'i görevlendirmişti. Hem Bilal ve hem de diğerleri uyuyakaldılar.
Uyandıklarında, güneş çoktan doğmuştu. Bunun üzerine Rasûlullah (Aleyhisselâm)
insanlara, bineklerine binip bu vadiden uzaklaşmalarını emretti ve "Burası şeytan vadisidir" dedi.
Bineklerine binip vadiden uzaklaştılar. Sonra Rasûlullah, bir yere gelince
inmelerini ve abdest almalarını, Bilâl'e de geçirdikleri namaz için ezan ve
kamet okumasını emretti, sonra da birlikte namaz kıldılar."
------------
NURUL İZAH
NURUL İZAH
Rasûlullah (AS)'ın, Bilâl (RA)’e Söyledikleri
Efendimiz: “Bilal! Ezanla kamet
arasında biraz bekle, ta ki abdest alan kimse rahatça abdestini alsın, yemeğini
yiyenler rahatça yesinler.” Buyurmuşlardır.
Ezan; vaktin girdiğini, insanların
namaz için temizlenip camide hazır bulunmaları gerektiğini bildirmektir.
Ezandan sonra hemen kamet okunup namaza başlansa bu hedefe ulaşılamaz.
Telhîn: Ezanın kelimelerinin değişmesine
sebebiyet verecek şekilde teganni etmek, kelimenin harflerini fazlalaştırmak
veya eksiltmek yahut da kelimelerin harekelerinde hata yapmaktır.
· Ezan ve kamet esnasında
konuşulduğunda kametin değil de ezanın yeniden okunması müstehabdır.
· Şehirlerde, Cuma gününün öğlesi
için, Cumayı kılamayanların ezan ve kamet okumaları mekruhtur.
Ezan ve Sağırlar
Cuma ve Köylüler
Ezan ve
kametin cuma günü köylülere değil de şehirlilere mekruh oluşunun sebebi:
(Hanefilerde), köylülere Cuma namazının farz olmayışıdır. Durum böyle olunca köylülerin, cuma günü öğle namazı için ezan ve kamet okumaları mekruh değildir. Çünkü tartışmasız bir şekilde bunlara öğle namazı farzdır. Ama Şehirliler, özürlü veya özürsüz olarak Cuma namazlarını kaçırdıklarında, tek başlarına veya cemaatle kılacakları öğle namazları için ezan ve kamet okumaları mekruhtur.
(Hanefilerde), köylülere Cuma namazının farz olmayışıdır. Durum böyle olunca köylülerin, cuma günü öğle namazı için ezan ve kamet okumaları mekruh değildir. Çünkü tartışmasız bir şekilde bunlara öğle namazı farzdır. Ama Şehirliler, özürlü veya özürsüz olarak Cuma namazlarını kaçırdıklarında, tek başlarına veya cemaatle kılacakları öğle namazları için ezan ve kamet okumaları mekruhtur.
· Sağırların ezanı tekrarlamaları ve ezanın manasının anlaşılması şart değildir.
------------
BİLGİ
Ezanın Okunuşu Ve Anlamı
(akn) Hanefi Mezhebinde Ezan
Tekrar
|
Okunuş
|
Türkçe Anlam
|
|
4 kere
|
Allahu Ekber
|
Allah En Büyüktür
|
|
2 "
|
Eşhedü en lâ ilâhe illallah
|
Allah'tan başka ilah olmadığına
şahitlik ederim.
|
|
2 "
|
Eşhedü enne Muhammeden
Resûlüllah
|
Muhammed'in Allah'ın Resulü
(elçisi) olduğuna şahitlik ederim.
|
|
2 "
|
Hayye ale-ssalah
|
Haydi namaza
|
|
2 "
|
Hayye alel-felah
|
Haydi kurtuluşa
|
|
2 "
|
Es-salâtü Hayrun Mine'n Nevm
(Bu kısım sadece Sabah namazı
için okunur)
|
Namaz uykudan hayırlıdır (Sadece
Sabah namazında okunur)
|
|
2 "
|
Allahu Ekber
|
Allah En Büyüktür
|
|
1 "
|
Lâ ilahe illallah
|
Allah'tan başka ilah yoktur
|
EMİR: Ezanı Tekrar Ediniz
a. Efendimiz Buyurdular: Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin
söylediğini aynen (kelime kelime) tekrar edin. Sonra bana Salatü Selam okuyun.
Zira kim bana Salâtü Selam okursa Allah da ona on misliyle rahmet eder.’
(Müslim)
b. Hadiste, ‘işitme’ şartıyla ezanın tekrarı
emredilmektedir.
c. Ezanın tekrarı demek, başka meşguliyetleri terk
etmek demektir.
Hanefi
Âlimleri Bu Hadisten Hareketle
a. Kur’an
okumak,
b. Zikretmek,
c. Dua
etmek,
d.
Konuşmak,
e. Selam
almak, selam vermek,
f. Yemek, içmek gibi her çeşit meşguliyetin terkini
ve okunan ezanın tekrarını ‘vacip’
addetmişlerdir.
· Ezan Vacip derecesinde sünneti
müekkeddir.
BİLGİ
Güvenli Belde
Ezan, bir yerin Müslümanların mı
yoksa zorbaların mı kontrolünde olduğunu belirten bir işaret, bir semboldür.
Korkusuzca ve doğru bir şekilde okunan ezan o yerin İslâm beldesi olduğunu
gösterir. İslâm fıkhında, bir yörenin Daru'l-harp veya Daru'l İslâm olduğu
tespitinde orada ezanın okunup okunmadığı dikkate alınan ölçülerden biridir.
KAYNAK: sevde. de›islamAns/E/ezan.htm
------------
------------
KELİMELER
Daru'l - Harp: Müslüman olmayan yer. Güvenli olmayan belde.
Daru'l - İslâm: İslam Ülkesi. Güvenli olan belde.