15 Haziran 2015 Pazartesi

MÜLTEKA 3*


İÇİNDEKİLER

1. Namazın Vacipleri
2. Namazın Sünnetleri
3. Namazla İlgili Bilinmesi Gerekenler
4. Namazda 5 Yerde Tadili Erkan Vardır
5. Vitir Ve Nafile Namazlar
6. Sünneti Müekkede
7. Gece ve Gündüz Namazları
8. Kıraat - Kıraati Uzatmak 
9. Niyetle Başlanılan Nafileler            
10. Nafilelerin Kazası 
11. Değerli Mekân
12. Sünnet Namazlar
13. Ellerin Kaldırılması
14. NAMAZIN MENDÜPLERİ
15. Müstehap - (Mendup, nafile, tatavvu, İhsan)
16.  Namazın Mekruhları
17.  Namazı Bozan ve Bozmayan Fiiller 

---------

MÜLTEKA 
Namazın Vacipleri[1]
1.  Fatihayı okumak[2]
1. Fa­tihadan sonra bir sure okumak.
2. Okumayı farzların ilk iki rekâtında yapmak.
3. Rukû ve Secde gibi mükerrer olanları tertibe uyarak arka ar­kaya yapmaya riayet riayet etmek, 
4. Namazı tadili erkânla kılmak, (İmam’ı Ebu Yusuf’a göre (RA) tadili erkânla kılmak farzdır.)
5. Birinci Teşehhüde oturmak. (Üç ve dört rekâtlı namazlarda ilk kadeyi /oturuşu yapmak).
6. Her iki oturuşta da et – tahiyyatü’yü okumak,
7. Birinci selâmda, selâm lafzını söylemek("es-Selâm"),
8. Vitir namazlarında kunut dualarını okumak,
10. Bayram namazlarının tekbirlerini getirmek
11. Namazlarda açıktan okunacak yerlerde acık okumak,
     12. Gizli okunacak yerlerde gizli okumaktır.

---------

MÜLTEKA ŞERHİ  [1].

Namazın vaciplerinden bazıları da şunlardır:
1.    İftitah tekbirinde, (Allahû Ekber) lafzını söylemek,
2.    Fatihayı zammı süreden önce okumak,
3.    Fatihayı zammı süreyi okumadan evvel tekrar etmeyi terk etmek,
4.    Her farz ve vacibi yerinde yapmak, 
5.    Muktedinin   (imama uyanın)  susması ve imama muhalefet etmemesi de vaciplerdendir.
[2]. Fatihayı namazda terk edenin namazı fasit olmaz. Fakat yukarıdaki terk şekillerine göre günahkâr olur. Yanılma secde gerekir.  Hanefi Mezhebinden başka diğer üç mezhebe göre fatihayı okumak farzdır.
·       Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:   “Yedi kemik üzerine secde etmemle emrolundum.”  mealindeki mübarek  sözünü buyurarak,  elleri, dizleri, ayakları ve alnı secdeye koyması hususunu beyan etmişlerdir.
·       Ayakların secdede yere konmasının farz olduğu hususunda fukahâ arasında muhtelif görüşler var.
FETVA
                        
Soru: Kadınlar secde hâlinde iken  ayaklarının parmaklarını  dikmeleri gerekir mi?
Cevap:  Dikmemek gerekir.    (FETAVAYI BEHCE)


---------

NURUL İZAH 

Namazın vaciplerinden

1. İlâve olarak ve tayin etmeksizin, farz namazların herhangi iki rekâtı ile vitir ve nafile namazların her rekâtında bir sure veya üç ayet okumak,
2. Secdede alınla birlikte burnu da yere koymak,
3. Her rekâtın ikinci secdesini öbür rekâta geçmeden önce yapmak,
4. Aynı şekilde et-tahıyyâtüyü son oturuşta da okumak.
5. İlk oturuşta, Teşehhüdden hemen sonra, gecikmeksizin üçüncü rekâta kalkmak.


---------

MÜLTEKA 

Namazın Sünnetleri

1.  Namazın öncesinde iftitâh tekbiri için iki eli kaldırmak, parmak aralarını açmak, parmakları kendi hâline bırakmak.
2.  İmamın tekbirleri açıktan alması.
3.  Sübhaneke’yi, Euzu’yü, Besmele’yi, Fatihanın, sonunda imam ve cemaatin, âmin demeyi gizli yapması.
4.  Göbeğinin altında sağ elini sol elinin üzerine koymak.
5.  Rükû tekbirlerini almak.
6.  Rükû tespihlerini (Sübhane Rabbiyel Azim) üç defa söylemek.
7.  Rukûdan kalkmak.
8.  Rükûda ellerini dizden tutmak.
9.  Rükûda parmaklarını açık bulundurmak.
10.                   Secde tekbirini almak.
11.                   Secdenin tespihini (Sübhane Rabbiyel Ala) üç defa söylemek.
12.                   Secdede dizlerini yere koymak.
13.                   Secdede ellerini yere koymak.
14.                   Oturduğunda, sol ayağını yatırıp sağ ayağını dikmek.
15.                   Rükûdan sonra (vücut hareketten kesilecek kadar)  kıyamda beklemek.
16.                İki secde arasında oturmak.
17.                Teşehhüt okuduktan sonra:  Peygamber (S.A.V.) in üzerine Salâvatı Şerife ve bütün Müslümanlarla beraber ana, baba, ho­ca ve akrabalara dua etmektir.

---------

MÜLTEKA ŞERHİ 

b. “Semiallâhülimen hamide’ ” demek,
c.  “Rabbena lekelhamd” demek,
d. Selâm vermek için yüzü sağa sola çevirmek,
e. Her iki tarafa se­lâmın tamamını vermek,
f.    İmamın, her iki tarafına selâm verirken kendisi­ne uyan cemaate niyet etmesi,
g. Cemaatın ise selâm verirken cemaatle beraber imama niyet etmesi,
h. Ve hem imam, hem cemaat selâm verirken sağında solunda mü'min cinnîlere ve meleklere niyet etmeleri sünnettir.
·       Selâmda, niyet sünnetini işleyen pek nadirdir. Fukahâ; insanlar bu sünnetten gafildir, diyor.
·       Namazın sünnetlerinin terk edilmesinden dolayı namaz  fasit olmaz. Yanılma secdesi de gerekmez.
·       Sünneti küçümsemeden, bilerek terk ederse kötülük işlemiş olur. Namazın sevabında biraz noksanlık olur, dolayısıyla keraheti tenzîhiye işlemiş olur.
·       Secdede, erkeklerin ayaklarını par­makları üzerine dikerek Kıbleye yönlendirmeleri de sünnettir.
·       Ka­dınların ise; erkeklerin muhalifini yapmaları sünnettir.     
     
·       Peygamber   (S.A.V.)   Efendimiz:   “Yedi kemik üzerine secde etmemle emrolundum.”  mealindeki mübarek  sözünü 'buyurarak,  ellerin, dizlerin, ayakların ve alnın secdeye konulmasını emretmişlerdir. Ayakların secdede yere konmasının farzlığı hususunda fukahâ arasın­da muhtelif görüşler varsa da asıl olan ayakların da, alnın secdede ye­re konmasının farz olduğu gibi,  ayakların da farz olmasıdır. Dolayısıyla secdede iken ayak­larını kaldıranın namazı fasit olur. Secdede erkeklerin ayaklarını par­makları üzerine dikerek Kıbleye yönlendirmeleri de sünnettir. Ka­dınlar ise erkeklerin muhalifini yapmaları sünnettir.         
İLGİLİ FETVA 
                            
Soru: Kadınların secde hâlinde iken  ayaklarının parmaklarını  dikmesi gerekir mi?
Cevap: Dikmemek gerekir. ( BEHCE)


---------

NURUL İZAH 

Namazın Sünnetleri
(Nurul İzaha Göre Namazın Sünnetleri
Elli birdir. Ama Biz, Mülteka ve Şerhinde Olmayanları Alacağız.)

1.  İftitah tekbiri için; erkekler ve cariyelerin, ellerini kulak hizasına kadar, hür kadınların ise omuz hizasına kadar kaldırmaları,
2.  İmama uyanların İftitah tekbirlerini imamla birlikte almaları,
3.  Kadınların, sağ eli, sol eli üzerinde olduğu halde göğüsleri üzerine koymaları,
4. İftitah Tekbiri sırasında başı eğmeden dengeli bir vaziyet almak,
5.  Ayakta dururken ayakların arasının dört parmak kadar açılması,
6.  Mukim (yolcu olanlar dilediği herhangi bir sûreyi okuyabilirler) bulunuluyorsa eğer, sabah namazında Fatiha'dan sonra "Uzun Mufassallardan, ikindi ve yatsı namazlarında "Orta Mufassal"lardan, akşamda ise bunların kısalarından bir sûre okumak,  
7.  Sadece sabah namazlarının birinci rekâtlarında sureyi uzun tutmak,
8.  Secde için, önce dizleri, sonra elleri, sonra da alnı yere koymak,
9.  Kalkarken bunların aksini yapmak,
10.        Secdeyi iki ellerin arasına yapmak ve
11.        Erkeklerin secde esnasında uyluklarını karınla­rından ayrık tutmaları,
12.        Dirseklerini böğürlerinden ayırmaları ve
13.        Kollarını yerden kaldırmaları,
14.        Kadınların ise dirsekle­rini yere indirmeleri ve uyluklarını karınlarına yapıştırmaları,
15.        Teşehhüdde oturur gibi elleri uylukların üstüne koymak,
16.        Kadınların, kalçalarının üstüne oturmaları,
17.         Et-tahıyyatü’de şahadet kelimesini söylerken, "lâ ilahe" kelimesinde sağ elin işaret parmağıyla işaret edilmesi yani kaldırılması ve "illallah"da ise indirilmesi,
18.       İnsan sözüne değil de Kuran’dakilere ve Rasûlullah (SAV)'inkine benzer dualar okumak,
19.        İkinci selâmı, birinciden daha alçak bir sesle vermek,
20.        Cemaatle kılanların selâmlarını imamla birlikte vermeleri,
21.     Namaza sonradan yetişenlerin, imamın namazdan ayrılışlarını beklemeleri,
Namazın Sünnetlerindendir.


---------

BİLGİ:
Namazla İlgili Bilinmesi Gerekenler
·       Sünnet:    Sünnetin hükümlerinden bir diğeri ise; yapılmasının sevap olması, terk        edilmesinin, az da olsa günaha gi­rilmekle beraber, kınanır olmasıdır.
·       Tekbir: Tespit olunduğuna göre Rasûlullah (Aleyhissalâtü vesselam): Namaz başlarken tekbir getirir, sonra da ellerini, başparmakları kulakları hizasına gelinceye kadar kaldırırdı.
·       Şafiî Hazretlerinin rivayetine göre: İbn Ömer demiştir ki:
·       Peygamber (Aleyhissalâtü vesselâm)'in namaza başlarken ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdığını gördüm."
·       Bu rivayet; biz Hanefîlerce, özürlü olma haliyle yorumlanmıştır. Bize göre, namaz kılan bir kimse elleri­ni sünnet olduğu biçimde kaldıramazsa yahut bu şekilde sadece birini kaldırır diğerini kaldıramazsa, (ellerini) mümkün olduğu kadar  kaldırır ve namazını öylece kılar.
·       Parmak araları ne fazla açılır ve ne de fazla bitiştirilir, normal bir açıklıkta bırakılır. Peygamber (Aleyhissalâtü vesselâm)'in, tekbir alırken el­lerini bu şekilde yaptığı rivayet edilmiştir. Bir de, tekbir alırken el içi ve parmakların kıble tarafına doğru çevrilmesi sünnettir.
·       İmamla Beraber: İmam A'zam'ın görüşüdür ki, imama uyanların, imam "Allah" lafzını yahut "ekber" lafzını henüz söyleyip bitirmeden tekbir almaları şarttır. Ebû Yusuf ve Muhammed ise, imamın ardında kılanların, imamın tekbirinden sonra tekbir almalarının sünnet olduğu görüşündedirler.
·       Âmin: "Ve le'ddâllîn" den sonra imam, cemaat ve tek başına kılanlar, hatta Fatiha'yı namaz dışında okuyanlar "âmin" derler ki, manası: "Duamızı kabul et" demektir.
·       Semiallahü Limen Hamideh:     Mezhebimizin âlimleri; bunun imama uyanlar ve tek başına kılanlarca söylenileceği hakkında söz birliği etmişlerdir, imama gelince, sadece "Semiallahü limen hamideh" demesinin sünnet olduğunu İmam Azam söylemiştir. Sahibeyn 
ise imamın, "Semiallahü limen hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd" demesinin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bunun gibi bir görüş  İmam Azam'dan da naklolunmuştur.
Mufassal:
·       1. Tıval,  uzun olanlar: Hücurat suresinden Bûrûc suresinin sonuna kadar olan surelere Tıval-i Mufassal denir.
·        2. Evsat, orta olanlar: Tarık suresinden Lem Yekün suresinin sonuna kadar olan surelere Evsat-ı Mufassal denir.
·       3. Kısar, kısa olanlar: Lem Yekün suresinden Kuran’ı Kerimin sonuna kadar olan surelere de, Kısarı Mufassal denir.
·       Bu surelere, "mufassal" denilmesinin sebebi, bunların birbirlerinden arka arkaya"besmele" ile ayrılmış bulunmalarıdır. (akn)
·       Teverrük: Bir oturuş biçimi. Kalça, kıç manasına gelen "verik"ten gelen bir kelimedir. Kadınlar kalçalarının üstüne otururlar, ayaklarını da sağ kalçalarının altından çıkarırlar. Bu şekil, kapanmaya da­ha uygun olduğu için kadınlar hakkında sünnettir.
·       Farz: Kur’an ve mütevâtir hadis gibi kat'î delil ile sabit olan ve başka manaya delâlet etmeyen şeye farz denir.
·       Vacip:  Lügat itibariyle birkaç manası olup bunlardan biri de "gereklilik"dir. Şer’i ıstılahta ise vacip, biz Hanefîlerce şöyle değerlendirilir: "Gerekliliği, şüpheli delile dayanan şeydir. Şüphe, iki veya daha fazla ma­naya delâlet etmesi itibariyle delil de olabilir. Yahut delil, tek bir manadan başka manaya gelme ihtimali bulunmaksızın "haber-i âhâd" ile sabit olur.
·       Sünnet:  Kendisinde hem sübut, hem de delâlet yönünden şüphe bulunan bir delil ile sabit olan şey, emir ve benzeri bir şey olursa sünnet, nehiy ve benzeri bir şey olursa tenzîhen mekruh diye adlandırılır.
·       İtminan: Tadil-i erkân ve rükünlerin yerli yerince yapılması demektir. Bu da; rükû ve secdelerde aza ve mafsallar sakinleşerek yerli yerine oturmasıyla olur. Bunun temini ise çoğu kez "sübhane rabbiye'l-azîm" yahut "sübhâne rabbiye'l-alâ" cümlesini en az, bir kere söyleyecek ka­dar geçen bir sürede mümkün olabilir. İtminan (uzuvların, her bir rüknün edası sırasında denge ve istikrarda olması);  Ebu Hanife’ye göre vacip, Ebû Yusuf a göre ise farzdır. İmam Muhammed'in bu husustaki görüşünde ihtilaf vardır: Bir kısmı itminanın, tıpkı Ebu Hanife’nin dediği gibi, Muhammed'e göre de vacip olduğunu, diğer bir kısmı ise ona göre sünnet olduğunu söylüyor.
Zeyd Bin Vehb anlatıyor:
Huzeyfe (RA) namaz kılarken Sücut ve rükûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp:
" -Ne vakitten beri bu şekilde namaz kılarsın?" dedi. O kimse de:
" -Kırk senedir" dedi. Huzeyfe (RA) buyurdu ki:
"-Öyleyse sen kırk senedir namaz kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Rasulullah sünneti üzere ölmezsin "buyurdu.  (Buhari)

Namazda 5 Yerde Tadili Erkan Vardır

1. Kıyamda sureyi okuduktan sonra elleri bırakıp rukuya öyle varmak.
2. Rükûda sübhane rabbiyel azimi 3 kere, bitinceye kadar okumak bitirince kalkmak.
3. Kalkarken semiallahülimen hamide’ demek ve doğrulup öyle secdeye varmak.
4. Secdeye vardığımızda, sübhane rabbiyel alayı 3 kere, söylemek. Tamam, olunca Allahüekber diyerek kalkmak.
5. İki secde arası Allahüekber diyecek kadar beklemek.

KAYNAK: Namazda-5-yerde-tadili-erkan-vardir


---------

MÜLTEKA
Vitir Ve Nafile Namazlar 
Vitir
1.    Vitir namazı, (İmanı Âzam’a göre) vaciptir [1]. İmam'ı Ebû Yu­suf ve Muhammed’e göre ise, sünnettir. Vitir, bir selâm ile üç rekâttır.
2.    Vitirin her rek'atında, fatiha ve sure okunur, üçüncü rek'atta rükû’dan önce tekbirde ellerini kaldırdıktan sonra kunut duası­ okunur.
3.    Vitir namazından başkasında kunut okunmaz.
4.    İmama uyan kimse, vitrin kunutuna rukûdan sonra da olsa tâbi olur [2].
5.    Ha­nefi olup imama sonradan uyan kişi, sabah namazında Kunut okuyan Şafi imama kunutta uymaz. Ebû Yusuf muhaliftir, ‘imama uyması gerekir,’ der. En belirgin (azhar) olan görüşe göre, elini salar ve sessizce bekler.
Sünneti Müekkede  
6. Sabah namazının farzından önce 2, Öğle namazından önce 4, sonra 2, Akşam namazından sonra 2, Yatsı namazının farzından sonra 2, Cumanın farzından önce ve sonra dört rekatır. Ebû Yusuf'a göre, Cumadan sonra  sünneti müekkede altı rekâttır [3].
7. İkindiden önce dört veya iki rekât, akşamdan sonra altı rekât, yat­sıdan önce, dört ve sonra dört rekât. Sonraki dördün ikisi sünnet’i Müekkededir. Mendûp diyenler de var.

Gece ve Gündüz Namazları    

8. Gündüz nafilelerinde bir selâm ile dört rek'at kılmak mekruhtur. 
9. Gece nafilelerinde ise: İmam’ı Azam (K.Â.)'a göre, sekiz rek'ata kadar mekruh değil.
10. İmam Azamın görüşüne;  Ebû Yusuf ve Muhammed, muhaliftir. Bunlara göre gecede sekiz rek'at nafile, bir selamla mekruhtur. Gece nafilesinde sekiz rek'at üzerine ziyade olunmaz.
11. Gece ve gündüzde efdal olan İmam Âzam'a göre, dört rekâttır. İmam Ebu Yusuf ve Muhammed (R.A.) ise, gecede ikişer ikişer kılmak efdal dediler. (Fetva da buradadır).

Kıraat - Kıraati Uzatmak
Niyetle Başlanılan Nafileler
Nafilelerin Kazası – Değerli Mekan   

12.  Kıyamı   uzatmak,   rek'atlerin çok olmasından efdaldır.
13.  Farzın iki rek'atinde, vitir ve her nafilede kıraat farzdır.
14.  Kendisine niyetle başlanılan nafilenin (başlaması) güneş doğarken ve batarken de olsa, kazası gerekir.  Bozarsa yine kazası gerekir.
15.  Üzerine şart olan; bir namazı kılmadım zannıyla başlasa sonra kıldığını hatırlayarak namazı bozsa, o bozduğu namazın kazası gerekmez.
16.  Eğer, namaz kılan kimse dört rekat nafileye niyet etse, Ka'deyi ûlâdan (1. Tahiyyat)  sonra veya Ka'de î ûlâdan önce namazını bozsa: a.  İmam'ı Azam ve İmam'ı Muhammed'e göre;  iki rek'at olarak kaza eder. Çünkü nafilelerin her iki rek'atı tek başına bir namazdır. Yalnız ikinci rek'at­ta oturmadan üçüncü rek'ata başladıktan sonra bozsa dördüncüyü de kaza eder. b. İmam'ı Ebû Yusuf; ka'deyi ûlâya oturmadan önce bozarsa dört rek'at kaza eder, dedi.
17.  Dört rekatta da kıraati terk etse veya son ikilerin birinde okusa; a. İmam'ı Azam ve İmam'ı Muhammed'e göre: İki rek'atın kazası yeterlidir. b. İmam'ı Ebû Yusuf'a göre ise dört rek'atı da kaza eder.
18.  Eğer yalnız evvelki ikide veya sonraki ikide okusa yahut yalnız evvelki iki­nin birinde veya sonraki ikinin birinde kıra-atı terk etse, ittifakla iki rek'atı kaza eder. 19.  Eğer evvelki rekâtların birinde okusa, İmam'ı Azam ve İmam'ı Ebû Yusuf (R.A.)'a göre, dört rekâtını da kaza eder. İmam'ı Muhammet ise, iki rek'at kaza eder dedi.
20.  Eğer bir kimse na­filede ka'deyi ûlâyı terk etse, (İmam'ı Azam ve İmam'ı Ebû Yusuf'a gö­re, nafile namazı) batıl olmaz. İmam'ı Muhammed muhaliftir. Yani, kıldığı  nafilesi batıl olur der.
21.  Bir kimse, değerli bir mekânda, namaz kılmayı adasa, o namazı da değer bakımından daha aşağı olan mekânda kılsa, caiz­dir [4].
22.  Eğer bir kadın; “yarın namaz kılacağım veya oruç tutaca­ğım” diye nezir etse, o günde hayızlı olsa, o namaz veya orucun ka­zası şart olur.
23.  Bir farz namazdan sonra, kılınacak olan nafileler, o farz namaz misilli kılınmaz, yani nafileleri de farzlar gibi iki rek'a­tında Fatiha ve Zammı sure okuyup, diğer iki rek'atında yalnız Fatiha okumak olmaz, her rek'atında okumak gerekir.
24.  Nafile namazı ayakta durarak kılmaya gücü yettiği halde oturarak kılmak sahih olur [5].
25.  Eğer namaz kılan kimse iftitâh tekbirini ayakta aldık­tan sonra otursa, caizdir. Eğer ki özürsüz olursa: a.  İmam'ı Âzam'a göre tenzihen mekruh olur. b. İmam'ı Ebû Yusuf ve İmam'ı Muhammed (R.A.) ise: Ayakta iftitah tekbiri aldıktan sonra oturmak özürsüz caiz değil­dir dediler.
26.  Namaz kılan kimse şehrin haricinde dâbbesine (bineğine) binili ve ima ile namaza başlasa, dâbbesi (bineği) herhangi tarafa yönelirse, nafile namazını o tarafa kılar [6]. Bineğinden indiğinde ru'kû ve sucut ile bina eder.
·       İmam’ı Ebû Yusuf muhaliftir (Kaviyi zaif üzerine bina etmek gerekir, der), Bineğine binmekle bina etmez.

MÜLTEKA ŞERHİ 
Sünnet Namazlar
[1]. Vitir namazı îtikâden vâcib, amelen farz ve sübûten sünnettir. İnkâr eden dinden çıkmaz. Fakat terk eden asi ve günahkâr olur ve vitr terk edilirse kazası gerekir.

FETVALAR
Soru: Ramazanı şerifte teravihi kılmayıp yatsı namazını cemaatle kılan­lar vitri de cemaatle mi kılsınlar yoksa yalnız mı kılsınlar?
Cevap:   Tek başına  (cemaatsiz) kılsınlar). (ABDURRAHİM)

Soru: Özrü olmayıp namazı ayakta kılabilecek durumda olan Zeyd, vitir namazını oturarak kılsa bu şekilde kıldığını ayakta iadesi gerekir mi?
Cevap:   Gerekir.
[2].  İmam'ın Kunutuna tâbi olmak veya olmamak Sabah nama­zında okuyanlara uymak konularında görüş ayrılığı vardır.

FETVALAR
Soru: Zeyd, Vitir namazını edâ ederken kunutu unutup rükû’a vardığında hatırlayıp tekrar kıyama dönüp ve kunutu okusa,  namazın sonunda sehiv secdesi etse, Zeyd'in namazı sahih olur mu?..
Cevap:   Sahih olur. (İBNÎ NÜCEYM)

Soru: Zeyd, vitirde sehven kunutu terk edip sonra rukûdan kalktığında hatırlasa, kunutu okur mu yoksa sehvi secde mi eder?
Cevap:   Sehvi secde eder. (BEHCE)
Sünneti Müekkede
[3]. Şu halde cuma namazının farzından sonra kılınan dört rek'at ve iki rek'at da İmam'ı Ebû Yusuf'a göre olunca; toplam,  altı rek'at olu­yor. Bu dört rekâtla iki rek'atın arasında dört rekâtta Zuhru Ahir adında kılınan namaz ise, cumaya ait değil, ancak en son geçirdiği öğle namazı­nın, farzını kaza etmiş olur veya kaza borcu yoksa her rek'atında fatiha ve zammı sure okuyarak dört rek'atlı bir nafile kılmış olur.
·       Zira Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle  buyurmuş­tur: “Gece namazı ikişer ikişerdir.”   İmam’ı Şafiî hazretlerine göre ise, gece ve gündüz nafilelerinde iki rek'at kılmak afdaldır.
·       Bir kimse, farz namazların rekâtlarının hiç birinde fa­tihadan olsun, zammı sureden olsun, kıraat okumaz terk ederse veya bir rekatında okur diğerinde okumazsa, namaz fasittir.
[4]. Meselâ: Mescid'i haramda kılmak için nezirde bulunsa, adadığı namazını mescidi Haram'dan fazilet ve derece bakımından da­na aşağı olan, bulunduğu yerin mescid veya camisinin birinde namaz kılsa, o namazı eda etmiş sayılır ve caizdir.

[5]. Nafile namazları ayakta kılmaya kadir iken oturarak kılmak sahih olur. Fakat ayakta kılınanın ecrinin yansıdır. Yani sevap ve mü­kâfat yarı yarıya düşer. Burada nafile kaydı zikredilince farz ve vacip olan namazları ayakta kılmaya kadir olan kimsenin oturarak kılması sahih olmadığını beyan ediyor. Ancak farz ve vacip olan namazları ayak­ta kılmaya kudreti olmazsa o zaman nafileler gibi oturarak kılabilir. Hasta olan kimse yatarak kılmaya, işaretle kılmaya kadir olursa öyle kılar. Sahih olan, teravih ve sünnet olan namazların hepsi mutlak nafileler hükmü ne ise onlar da aynıdır.
FETVA
Soru: Nafile namaza veya kıyama aciz olmakla farz namaza otura­rak başlayan Zeyd'e, sünnet olan kıyamda yaptığı gibi oturduğunda da sağ elini, solu üzerine koymak mıdır yoksa yanı başına salıvermek midir?
Cevap:   Sağını solu üzerine koymaktır. (FETAVAYİ BEHCE) 

[6]. Zira Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Hayber Gününde o tarafa gider olduğu halde eşeğinin üzerinde ima ile namaz kıldılar. Binaena­leyh kıble tarafa yönelmek böyle zamanlarda şart değildir. Fakat özür olmadığı halde selâmet ve rahatlık anında durup hayvan ve benzerlerinden inip kılmak gerekir. Aksi takdirde mazeretsiz caiz olmaz.
FETVA
Soru: Öküzlere koşulup, bir tarafı öküzler üzerinde olan arabada namaz kılmak caiz olur mu?
Cevap:   Olmaz. (Fetavayi Feyziye)
·       Bu fetva selâmetle inerek durup yerde namaz kılmak mümkün iken araba, at, kamyon ve emsali üzerinde namazın caiz olmadığını be­yan etmektedir. Aksi takdirde metinde geçtiği üzere caizdir.
·       Dürrü Muhtar ve îbni Abidin’de zaruret hükümleri şöyle beyan edil­miştir: “Acele namaza gelince, eğer o acele cihet hayvan (ve diğer bi­nit) üzerinde olur ve o hayvan da yürür veya yürümez halde olsa, işte bu hayvan üzerinde namaz özürlü halde iken caizdir. Özür (mazeret) olmadığında caiz değildir  (Bu özürler teyemmümün özürleridir). Bir de hava yağmurlu olur, yer çamurlu olur, yolculuk arkadaşları gider ve hayvana (ve emsaline) yardımcı olmadan binemez halde (ihti­yar ve emsali şekilde) olursa, işte bunlara benzer özürler ve mazeretler karşısında hayvan ve diğer binitler üzerinde namaz kılmak caizdir. Bu ve emsali özürler acelelikle hayvan ve diğer binitler üzerinde kılmayı iktiza etmese de binit üzerinde kılmak caizdir, zira mazeret meşrudur. İşte bu özürler karşısında namaz kılmak, farz ve vacip namazlar içindir.
·       Nafileler ise, özür ve mazeret olsun olmasın binit üzerin­de mutlaka caizdir. Tabiî ki,  bu kılışlar tek başına, cemaatsiz olarak ca­izdir. Ancak bir binitte aynı kişiler beraber olurlarsa cemaatle kılmak caizdir. Bu cemaat meselesi de farz namazlar içindir.  (DÜRRÜ MUHTAR) 


---------

EL İHTİYAR

SÜNNET NAMAZLAR
Hz. Peygamber Buyurdu: "Kim, gece ve gündüzde on iki rekât sünnet namaza devam ederse, Allah Teâlâ cennette onun için bir ev yapar."
Bunlar şu müekked sünnetlerdir:
1) Sabah namazından önce 2,            
2) Öğle namazından önce 4, sonra 2,
3) Akşam namazından sonra 2,
4) Yatsı namazından sonra 2,
Olmak üzere,  toplam 12 rekâttır.


---------

NURUL İZAH 

Namazda Ellerin Kaldırılması
Ellerin Kaldırılması Dokuz Yerde Yapılır

 1) Bütün namazların başlangıcında,
 2) Vitir namazlarında kunût için tekbir alındığında,
 3) Bayramlarda fazla­dan alınan tekbirlerde,
 4) Kâbe’yi görünce,
 5) Hacerü'l-Esved'i selâmlarken,
 6) Safa ve Merve’ye çıkıldığında,
 7) Arafat ve Müzdelife’deki vakfelerde,
 8) Birinci ve ikinci taşlamalar sırasında ve
 9) Namazların sonunda tesbihlerden sonra yapılan dualarda, ellerli kaldırmak sünnettir.


---------

MÜLTEKA 

NAMAZIN MENDÜPLERİ [1].
1.  Kişinin namazda esnerken, ağzını dişleri veya eliyle kapatması [2],   
2.  İftitâh Tekbirini alırken ellerini yenlerinden çıkarması,
3.  İmkân dâhilinde öksürüğü defetmeye çalışması [3],
4.  Müezzin;  “Hayyelessalâh” derken cemaat ve imamın namaza kalkma­sı, (“Hayyealel felah”, derken kalkmasına da cevaz verildi.)
5.  “Kadikâmetissalâtû” derken imam ve cemaatin namaza başlamasıdır [4].  


---------

MÜLTEKA ŞERHİ 

NAMAZIN MENDÜPLERİ

[1]. Mendup: Terkinden dolayı ne kötülük ve ne de günah  (ikâb) vardır, birisi de yoktur, aynen zevâid sünnetlerin terki gibidir. Ancak mendübü işle­mek efdaldır.
[2].  Ağız kapatmak; dudaklarını dişiyle ısırmakla olur. Bu müm­kün iken ağzına el veyahut yenini tutmak mekruhtur. Esneme, tembelliktir. Şeytandan olduğu için imkân dâhilinde kaçınmalı.
[3]. Namaz kılan, özürsüz olarak öksürürse, namaz fasit olur.
[4]. Cemaat, safları düzeltip ve doldurmamışlarsa,  imamın ve cemaatın saflarını düzelttirip ondan sonra namaza başlaması güzeldir.

---------

EL İHTİYAR

Müstehap-(Mendup, nafile, tatavvu, İhsan)
 a) Öğle namazının son iki rekâtını, 4 rekât kılmak,
 b) İkindinin far­zından önce 4 rekât,
 c) Akşamın farzından sonra 6 rekât,
 d) Yatsının far­zından önce 4 ve farzından sonraki 2 rekâtı 4 rekât olarak kılmak müstehaptır.
·       Cuma'nın farzından Önce 4, farzından sonra da 4 rekât sünnet kılınır (S).
·       Nafile bir namaza başlandığında onu tamamlamak (F), gerekir.
·       Kişinin başladığı nafile namaz bozuldu ise kaza etmesi gerekir. (F).  

---------

BİLGİ: Mendup
  
Mendup:  Sevilen, yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen iş. Dinen yapılması iyi sayılmakla birlikte yapılmamasında sakınca olmayan ve Rasûlullah (s.a.s)'ın bazen yapıp, bazen terk ettiği işler. Buna; müstehap, nafile, tatavvu ve ihsan adları da verilir. Farz, vacip ve sünnet-i müekkede dışında kılınan namazlar, tutulan oruçlar ve verilen sadakalar bu niteliktedir. Güzel bir iş sayıldığı için mendübü işleyen sevap alır, terk eden ceza görmez. Bu değerlendirme Hanefi Mezhebine göredir. 
o      Nafile veya mendup sayılan amellerin amacını eş-Şatıbî şöyle açıklar:
Hz. Peygamber'den sünnet olarak gelen her mendup, farz ve vacip ibadetlerin ikmali ve korunması için yardımcıdır. Çünkü nafile ibadetler insanı farzları edaya hazırlar. Nafile ibadetleri ihmal eden farzları da ihmale maruz kalır. Beş vakit namazın sünnetleri, nâfile oruç, nâfile hac ve sadakalar gibi. Namaz için güzel elbise giyinmek, iftarı acele yapmak, sahuru geciktirmek gibi. Bunların da farz ibadeti desteklediği görülür. Sözgelimi, iftarı acele yapmak, sahuru geciktirmek orucu kolaylaştırır ve şahsın bu ibadeti sürekli olarak yapmasını sağlar. Allah katında, az da olsa, ibadetin sürekli olanı makbuldür.
o      Mendup tek tek değil, bütünüyle yapılması gereken bir sünnettir. Nitekim sünnet-i müekkedeleri Hz. Peygamber ara sıra terk etmiştir. Bu yüzden insan bazı darlık zamanlarında terk edebilir. Kaza edilmemeleri de bunu gösterir. Ancak toptan terk edemez. Meselâ; ezanı sürekli olarak terk etmek caiz değildir. Bir ülkenin insanları ezanı sürekli olarak bırakmışlarsa, onlara bunu zorla okutmak gerekir. Yine bir kimse tamamen cemaati terk edemez. Çünkü Hz. Peygamber; "Bir kimse üç günden fazla cemaati terk ederse kalbi mühürlenir" (İbn Mâce) buyurmuştur. Evlenme de böyledir. Bazı hallerde fertler evlenmeyebilir, ancak toplum olarak bunu bırakamazlar, aksi takdirde toplum yok olur.
(Hamdi DÖNDÜREN ‘den akn)


---------

NURUL İZAH 

MENDUP OLAN NAMAZLAR
·       İkindi ve yatsı namazından önce dört,
·       Yatsıdan sonra dört ve
·       Akşam namazından sonra da altı rekât namaz kılmak menduptur.
·       Müekked sünnet olan dört rekâtlı namazların birinci oturuş­larında sadece "et-tahıyyâtü" ile yetinilir, üçüncü rekâta kalkıldı­ğında, mendup namazların aksine, "sübhaneke" okunmaz.
·       İki rekâttan fazla olan nafile bir namazı, sadece sonunda oturmak suretiyle kılmak kıyasen değil de, kolaylık olmak üzere caizdir çünkü bu, artık tek bir namaz olmuş bulunduğundan, böyle namazlarda farz olan sadece son oturuştur.

---------

MÜLTEKA

Namazın Mekruhları[1]

1. Namaz kılan kimsenin, elbisesi veya vücudu ile oynaması tahrimen mekruhtur.
2. Açık alanda namaz kılan kimsenin, secde etmek için taşı yerinden atması mekruhtur. Ancak secde yapabilmek için bir kerre (el ile) atmak mekruh değildir.
3. Namaz kılan kimsenin parmaklarını çatlatması,
4. Elini böğrüne koyması,
5. Boynunu sağa sola çevirmesi,
6. Kelp (köpek) gibi dizlerini dikip karnına birleştirmesi,
7. İki kenedi üzerine oturarak ve ellerini yere koyarak oturması,
8. Kollarını yere sermesi,
9. Eli ya da başı ile selâmı alması,
10. Özürsüz bağdaş kurması,
11. Namazda, pantolonun ütüsü bozulmaması için elbisesini çekmesi,
12. Elbisesinin bir ucunu başına veya omuzlarına koyup, diğer ucunu salıvermesi,
13. Esnemesi,
14. Gerinmesi,
15. Gözlerini yumması,
6. Saçını tepesine toplayıp[2] bağlaması ve böyle namaz kılması, 
17. Baş açık namaz kılmak mekruhtur. Ancak, saygı ve tevazu için açık olursa, mekruh değildir[3].
18. Büyük şahsiyetlerin huzuruna çıkılamayan, evde giyilen kirli, pis ve yatak elbisesi gibi kötü elbise ile namaz kılmak,
19. Namazda alnındaki toprağı eli ile silmek,
20. Namaz kılanın semaya bakması,
21.  Ayetleri ve tespihi eli ile sayması. (İmam'ı Âzam'a göre, mekruhtur, İmam’ı Ebû Yusuf ve İmam’ı Muhammed saymaktaki kerahetliğe karşıdırlar)
22.  İmamın mescidin mihrabında yalnız kıyam etmesi,
23.  İmamın dükkân (yüksek yer) veya yer üzerinde yalnız kılması, (yani imam, yüksek yerde olup yanında bir fert olmazsa ve cemaat ta aşağıda bulunsa veya imam alçak yerde dursa, cemaat ise yüksek yerde bulunsa, imamın yalnız kılması) mekruhtur,
24.  Ön safta (velev ki bir adam sığacak kadar) boş yer varken, arka safa durmak,
25. Namazda resimli elbise giymek[4],
26.  Namazda iken resmin, başı üzerinde (tavanda), veya karşısında veyahut ta aynı hizada bulunması mekruhtur[5].  Ancak (resim) küçük olursa kendisine bakıldığı zaman belli olmazsa veya manzara resmi gibi canlı olmazsa veya başı kesilmiş olursa, mekruh olmaz.
27.  Namazda, yılan ve akrebi öldürmekte mekruh olmaz.
28. İmam'ın, mihrabında secde edici olduğu halde mescitte kıyamı (yani kendisi mescit içinde olup, secdesi mihrapta olursa) mekruh değildir.
29. Oturup söyleşen kimsenin arkasında (yani önünde söyleşen adam varken arkasında) namaza durmak mekruh değildir.
30. Asılı bulunan Mushaf veya kılıca karşı, muma veya lambaya karşı namaz kılmak, resimli seccade üzerinde, eğer resimler üzerine secde yapmazsa (ve resimler ayakları altında bulunursa), namaz kılmak mekruh değildir[6].
31.  Mescidin üzerinde (içinde) idrar, büyük abdest ve cima (yapmak) mekruhtur.
32.  Mescidin kapısını kapamak (kilitlemek) mekruhtur.  Esah olan, mescit veya namaz kılanların eşyalarının çalınmasından endişe edilirse (kapısını) kapamak caizdir.
33. Mescidi, kireçle ve altın suyu ile nakış yapmak, süslemek caizdir.
34. İçinde mescit bulunan evin üzerine idrar ve (büyük abdest) gibi şeylerin yapılması caizdir. Çünkü hakikatte mescit değildir. Hakikatte mescit olsaydı satılması caiz olmazdı.

---------

MÜLTEKA ŞERHİ

Namazın Mekruhları

[1]. Namazı kılan  kimse,   namazın  vacibini  terk  ederse  tahrimen mekruh, sünnetini terk ederse tenzihen mekruhtur. Şayet terk edilen sünnet, sünnet'i Müekkedde ise kuvvet bakımından vacibe yakın olduğundan tahrîmen mekruhtur.
[2].  Saçları salıvermekte ve belik yapmada bir beis yoktur. Yukarıdaki kerahetlik; namazdan evvel saçını başının ortasına toplayıp başlamasından sonra o halde iken namaza durmaktır.  Şayet bunu namaz içinde yaparsa, ameli kesir olduğundan bilicmâ namaz geçersizdir.
Hanefî fıkhına göre:
a.             Bedâyiu – s Sanâyî, isimli meşhur eserde saçları arkaya toplayarak namaz kılmanın mekruh olduğu ifâde edilirken,
b.             Hidâye isimli eserde de aynı şekilde şu ifade geçmiştir: "Kişi saçını başında toplayamaz. Zira Önderimiz (SAV); saçlarını arkaya topuz yaparak namaz kılmakta olan bir kimseyi böyle namaz kılmaktan nefyetmiştir- (akn).
·       Namazda saçların ip, yapıştırıcı veya benzeri bir şeyle enseye veya başın tepesine bağlanması mekruhtur.   Nitekim Rasûlullah  (Aleyhissalâtü vesselam) saçları (bu şekilde) bağlı olarak namaz kılan bir adama rastladığında: "Saçlarını bırak, seninle birlikte o da secde etsin" demiştir. Buradan anlaşılıyor ki, saçların örülüp aşağı salınması ve bağlamadan öylece bırakılması mekruh değildir ve bunun böyle olduğunu bir grup ulema belirtmişlerdir. (NURUL İZAH ŞERHİ)
[3].  Başın açık olması ile namazın mekruh olup olmadığı yönü metinde açıklanmıştır. 
·       Kollar açık olarak namaz kılmayı iki fıkıh bilgini şöyle izah ediyor:

a. Mehmed Zehni Merhum’a göre:   Erkeğin namazda kolunu açık bulundurması mekruhtur. Bu mekruhluk, gerek namaza kolu açık dursun, gerekse durduktan sonra kolunu bir amelle kolayca açsın değişen bir şey yoktur.
b. İbni Âbidinin ifadesine göre: Etek te yen gibidir. Elini eteğini çemreyip abdest aldıktan sonra imama yetişmek için acele ederek öylece namaza durmuş olan kimse hakkında afdal olan (yen ve eteklerini) az bir amel ile indirivermesidir.  Kadınların kolları açıldığında, bu açıklık bir rükün eda edecek kadar olursa namaz bozulur.

Soru: Amr, Zeyd'e ayaklarını açıkta bıraktığından dolayı,  namazın fâsid oldu” deyip bu yüzden Zeyd'e düşmanlık etse, Zeyd de Amr' ile karşılaştığında selâm verdiğinde selâmını almasa, Amr'e (düşmanlık edene) ne gerekir?
Cevap:  Tâzir, tövbe ve istiğfar gerekir. (FETAVAYİ BEHCE) 
                                                                        
[4]. Canlı varlıkların resimleri bulunan elbiseyi giyer ve o resimler meydanda görüldüğü halde namazı kılarsa, o namaz mekruhtur.  Zira put yüklenen putçulara benzemektedir. Fakat resimler kapalı olur veya ce­binde bulunursa, örneğin; para ve benzeri resimler gibi, mekruh olmaz.                                                                 
FETVA
Soru: Zeyd, canlı sureti olan paraları cüzdanına veya cebine koyup ya da hayvan resmi olan bir elbise giyip, üzerine resmi örten başka elbiseyi de gi­yip bu şekilde namaz kılsa, Zeyd'in kıldığı namaz mekruh olur mu?
Cevap:  Olmaz.   (FETAVAYİ BEHCE) 

[5]. Namaz kılanın arkasında resim ve putun bulunmasının mekruhluğu hak­kında fukaha görüş ayrılığına düşmüşlerdir.  Fakat azhar (en zahir, en açık) olan, arkada olsa da mekruhtur. Resmin Kıble yönünde bulunan evde namaz kılmak eşeddi  (çok şiddetli bir şekilde)  kerahatla mekruhtur. Binaenaleyh duvarları, masaların üzerlerini hatta büfelerin içlerini ve evin her tarafını put haneye çeviren insanlar bilmelidir ki; o şekilde hareket cehalet devrindeki putçuluğa doğru gidiştir. Her türlü felsefî görüşler İslâmın esasları karşısında yok hükmündedir. .
·       Bu hususu aydınlatır bir Hadis'i Şerif meali şöyledir : Muhakkak bir oda ki, içinde suret (canlının resmi) vardır, o odaya melekler girmez.” Buhari ve Müslim, Ayşe ve Câbir (R.A.)'dan riva­yet etmişlerdir.
FETVA
Soru: Hind (kadın), Gayri Müslimlerin yaptığı canlı var­lıkların küçük suretlerinden oluşan altın ve gümüş ziynet­lerini takınıp,  kendini süslese ve o halde namaz kılsa, küçük resimler, dikkatlice bakılmadan fark edilmese, o namazda kerahat var mıdır?
Cevap:  Yoktur. (FETAVAYİ BEHCE) 

FETVA
Soru: Zeyd, namaz kılarken önüne mum konulmuş olsa ve o muma karşı namaz kılsa, mekruh mudur?
Cevap:  Değildir. (Fetavayi Feyziye)

[6]. Zira yerde serili seccadede resim olursa, üzerine secde edilme­diği sürece (ayakaltına almak resme ihanet olduğundan) kerâhat olmaz. Fakat yine de öyle şeylerin evde serili olması iyi değildir. Çünkü rahmet meleklerinin girmesi­ne mani olur.

Soru: Üzerinde suretler olup fakat secde  edecek yerinde suret  olmayan halı üzerinde namaz kılınmakta kerâhat var mıdır?
Cevap:  Yoktur.    (Fetavayi Feyziye)

SORU: Erkeklerin, baş, kol ve ayakları açık olarak namaz kılmaları mekruh mu?
CEVAP:  Evet mekruhtur.

Mekruh olan namaz, sahih ise de, sevabı olmaz. Bir erkek, namazda başı örtmeye önem vermediği için açık kılarsa, mekruh olur. Namaza önem vermediği için açarsa, kâfir olur. Kendini Allahü Telâya karşı, küçük göstermek için, başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmek efdaldır. Harareti teskin ve rahatlık için açmak da mekruhtur. (Redd-ül-Muhtar)

·       KÖPEK OTURUŞU: Kişinin makatı üzerine oturup, bacaklarını dikmesidir. 
Namazda bu şekilde oturmak caiz değildir. Çünkü Âişe (RA) Peygamberimizin namaz kılışını tarif ederken şöyle demiştir; '...Peygamber (SAS) şeytan otu­ruşundan nehyederdi demiştir. Şeytan oturuşu, yukarıda tarif edildiği şekilde oturmaktır

·       Secdede Kolları Yaymak: Peygamberimiz (SAS); “Secdede tadil-i erkâna dikkat ediniz. Hiç biriniz (secdede) kollarını, köpeğin kolunu yayışı gibi yaymasın.”  buyurmuştur. Secdede kollan yere yapıştırmak, caiz değildir. Dirseklerin yerden yukarıda durması gerekir.
·       Bu çeşit oturuşlar, köpek oturuşu diye adlandırılır ki, tahrimen mekruhtur.

Çünkü Ebu Hüreyre (RA):  "Rasûlullah (SAV) beni, horozun gagalaması gibi (secdede çabuk çabuk) eğilip doğrulmaktan, köpek oturuşu gibi oturmaktan ve bir de tilki gibi sağa sola dönmekten menetti" demiştir.
Hz. Aişe (RA): "Peygamber (Aleyhissalâtü vesselam), köpek oturuşu gibi oturmayı ve erkeklerin dirseklerini yırtıcı hayvanlar gibi yere yatırmasını yasaklamıştır" demiştir.

---------

BİLGİ

Mekruh

Mekruh:  Sözlükte "çirkin bulmak, kötü görmek, istememek; meşakkat, sıkıntı, zorluk" gibi anlamlara gelir.
Istılahta: Yapılması dinen doğru bulunmayan, terk edilmesi istenen, yapılmaması yapılmasından daha uygun olan davranışlardır.
Hanefi mezhebine göre mekruh;
1. Tahrimen mekruh.
2. Tenzihen mekruh olmak üzere iki kısma ayrılır.
Tahrimen mekruh: Harama yakın olan mekruhtur. Vacip olan bir şeyi terk etmek gibi. Tahrimen mekruh olan bir şeyi işlememek sevaptır, işleyenin ise azaba uğrama ihtimali vardır.
Tenzihen mekruh:  Helâle yakın olan mekruhtur. Namazın sünnet ve adabını terk etmek gibi. Tenzihen mekruh olan bir şeyi terk edene sevap, yapana da azap yoktur, kınama vardır.
·       Şafii mezhebine göre, mekruh tek çeşittir. Şer'in terk edilmesini kesin ve bağlayıcı olmadan istediği şeydir. Bunu terkeden methedilir, sevap alır, yapan da zemmedilmez, cezalandırılmaz.

---------

MÜLTEKA 

Namazı Bozan ve Bozmayan Fiiller

1. Konuşmak: Sehven olsun veya uyuklarken olsun, namazı bozar[1].
2. Yine konuşmak gibi insanların konuşmalarına benzeyen dua da, namazı bozar. İnsanların konuşmalarına benzeyen dua: İnsan­lardan istenmesi mümkün olan söz (Allah’ım bana elbise ver, bana falanı veya bana bin dinar ver) gibidir.
3. Namazda, ah, vah, uh, eh veya uf, of” demek, iki harf dahi olsa namazı hükümsüz kılar. İmam'ı Ebû Yusuf’a göre: İki harf ile olanlar namazı bozmaz.
4. Ağrıdan veya gelen belâdan dolayı sesli ağlayanın, namazı bozulur. Cennet veya cehennemi hatırlamakla ağlarsa namaz bozulmaz.
5. Özürsüz ök­sürmek [2]. Eğer Kır'âatı güzelleştirmek veya imamın hatasına işaret için olursa bozmaz.
6.  Namaz kılan bir kimse aksıran kimseye, namazda, yerhamukallâh” dese,
7.  Namaz kılan bir kimseye: “İstediğin falan şey hâsıl oldu,” dense, na­maz kılan da cevap kasdiyle Elhamdülillah derse,
8.  Namaz kılan kim­seye;  “Allah'tan başka ilâh var  mıdır?”  denilse,  o  da cevap kastiyle, “Lâilâhe İllallah” dese,
9.  Namaz kılana, bir kimse taaccüp bir söz söy­lese, o da cevap kastı ile; “Sübhanellah” dese,
10. Namaz kılan bir kimseye, namaz kılmayan biri, falan öldü” dese, o da; “İnnâlillâhi ve İnnâ İleyhirâciûn”  dese,
11.  Veya acayip bir işten dolayı;  “Lahavle velâ Kuvvete İllâ Billahi” dese,
•     İmam'ı Azam ve İmam'ı Muhammed'e göre: Bu hareketlerin hepsinde namaz bozulur.
•     İmamı Ebû Yusuf ise, “hepsinde, namaz geçersiz olmaz,” diyerek muhalefet ediyor.
12.  Eğer, namaz kılan, yukarıdaki sözlere, kendisinin namazda olduğunu bildirmek kastı ile karşılık verirse, fukahanın görüş birliği ile namaz geçerli olur. 
13.  Eğer namaz kılan kendi imamından başka imamı fethetse (imamın namazdaki okumasını açsa), namazı bozulur [3].
14.  Fakat kendi imamını feth etse (imam okuyacağı ayet veya sürelerde yanılsa, kendi de doğrusunu söylese), imam ister namaz caiz olacak kadar okusun, ister okumasın, ister bir ayetten diğer bir ayete geçsin, isterse geçmesin) esah olan görüşe göre namazı bozulmaz[4].
15.  Kasten selâm vermek ve selâm almak namazı bozar.
16.  Namaz kılan kimsenin kıraati,  Mushaf'ı Şerifi açıp yüzünden okuması namazı bozar. İmam'ı Ebû Yusuf ile Muhammed (R.A.) muhaliftirler.
17.  Namaz kılanın yiyip içmesi (kasten olsun, sehven olsun) namazı bozar.
18.  Namaz kılanın pislik üzerine secde yapması:
•     İmam'ı Azam ile İmam'ı Muhammed (R.A.)'a göre; namazı hükümüz kılar.
•     İmamı Ebû Yusuf’a göre ise;  temiz bir şey üzerine secdesini iade ettiği zaman (yani önce pislik üzerine secde yaptığında secdesi geçersiz olur ama namazı geçersiz olmaz. Sonra temiz bir yerde secdesini iade ederse secdesi sahih olur. Ve namazı fâsid olmaz.
19.  Ameli kesir (Namaz kılanı dışarıdan gören birinin, namazda mı, değil mi? Diye şüphelenmesi) de namazı bozar[5].
20.  Namaz kılanın kendi namazından başka bir namaza başlaması, (Me­selâ: Öğleden bir rek'at kıldıktan sonra, ikindi veya nafile namazına tekbir alıp başlasa, öğle namazı bozulmuş olup, başkasına başlaması geçerli olur ve öğle namazından çıkmış olur) önceden başladığı namazı geçersiz kılar.
21. Namaz kı­lanın kıldığı namaza ikinci defa başlaması (Meselâ: Öğleden bir rek'at kılar, sonra tekrar öğleye iftitâh tekbiri getirirse, namazı geçerli olur.  Evvelki rek'at hesaba katılarak üç rek'at daha kılar ve namazı tamam olur ve
22. Eğer  (namaz kılan) yazılmış yazıya baksa ve manasını da anlasa (yazı; gerek Kur'an ve gerekse başka olsun), namazı bozulmaz.
23. Dişleri arasında nohuttan küçük olan taamı yese, namazı bozulmaz. Nohut miktarı olursa, namazı bozulur.
24. Namaz kılan kimse, ağzının dışından içine susam tanesi veya o kadar bir şeyi alır yutarsa rahmet damlası da olsa, sahih olan; namazı geçersiz olur).
25. Eğer bir kimse,  namaz kılan kimsenin secde yerinden geçse veya dükkân (yüksek bir yer) üzerinde namaz kılanın azasına, geçe­nin âzası beraber olsa, geçen kimse günahkâr olur. Fakat namaz fasit olmaz[6].
26. Namaz kılan kimse: Namazı açık alanda kılıyorsa, önüne, ka­lınlığı bir parmak ve uzunluğu bir arşın olan bir sütre (değnek vesaire) dikmesi gerekmektedir[7]. Kişi sütreye yakın olmalı ve sütreyi kaşlarının birisinin hizasına dikmeli. Sütreyi yere koymak veya çizgi çek­mek kifayet etmez (Bu hüküm yer yumuşak olduğu zaman geçerlidir).  Öte yandan önünden geçeni; eli, başı, gözü, işaretle veya tesbih ile geçmesini engeller. Eğer sütre yoksa ikisi (hem işaret hem tespih) ile men etmez, birisi yeterlidir. Geçen olmaz diye emin olursa, sütreye gerek yok. İmamın sütresi cemaat için de geçerli olur.
27. Bir kimse, iç tarafı pis olan ve etrafı dikili olmayan bir elbise (Seccade mesabesinde) üzerinde, namaz kılsa, sahihtir.
28. Yine bir kimse bir tarafı pis olan seccadenin temiz tarafında namaz kılsa, seccadenin bir tarafını hareket ettirmekle diğer tarafı gerek küçük olduğu için hareket etsin ve gerek büyük olduğu için hareket etmesin namazı geçerli olur.

---------

MÜLTEKA ŞERHİ

Namazı Bozan ve Bozmayan Fiiller

[1]. Sehven konuşmak namazı bozduğu gibi, hataen, bilmeyerek, unutarak ve zorlanarak  konuşmak ta namazı bozar. Bu çeşit konuşmak, namaz içinde caiz olmayan dünya kelâmıdır.
FETVALAR
Soru: Zeyd, namazda iken Amr Zeyd'in yanında bazı boş söz söylediğinde Zeyd, kahkaha ile gülse namazı geçerli olur mu, Amr'e ne gerekir?
Cevap:  Günahkâr olur.(ABDURRAHİM)

Soru: Zeyd, namaz içinde dünya kelâmı söylese namaz fasit olur mu?
Cevap:  Olur. (FETAVAYİ BEHCE) 

[2]. Özürsüz olarak; “ eh eh,  ah ah,” şeklinde öksüren kimsenin namazı bozulur.  Özür ise, boğazında balgamı  gidermek veya nefesi daraldı­ğında rahatlamak ve kıra'atı güzelleştirmek gibi hallerde olur.

Soru: Namaz kılan kimse, özürsüz ve sahih bir garaz yok iken namaz için­de öksürse ve harfler belli olsa, namazı fasit olur mu?
Cevap:  Olur.  (FETAVAYİ BEHCE) 

FETVALAR
Soru: İmam olan Zeyd, özürsüz,  kıraatin güzel­leşmesi ve balgamın izalesi gibi …. namaz da çok kerre öksürüp harf­ler zahir olsa, namazı bozulur mu?
Cevap:  Zeyd’in namazı bozulduğu gibi, uyan cemaatin namazı da bozulur.  ABDURRAHİM

Soru: Namaz içinde özürsüz öksürmek namazı bozar mı?
Cevap:  Bozar.  (Feteva Îbni Nüceym)

Soru: İmam olan Zeyd, öksürüklü olup, okurken öksürse,  imamlığında bir sorun olur mu?
Cevap:  Olmaz.   (FETÂVAYI NETİCE)
[3]. Yani imam okurken tutulsa, imama uymamış bir kimse imama yanıldığı yeri deyiverse ve o kimse de kendi başına namaz kılıyorsa, imamı olmayan kimseyi fethettiği için namazı hükümsüz olur.
[4]. Asıl olan bozulmaz denilmekle, fetvanın bunda olduğunu ve bozulur diyenlerin görüşlerinin zayıf olduğunu anlatıyor.
Zira bazı fukaha: “Eğer imam, namaz caiz olacak kadar okur ve başka ayete geçer ve imama uyan cemaatinden birisi fatihlik (yanılan imama doğru olanı söylerse) ya­parsa, fatihin (arkadan söyleyenin) namazı bozulur. Eğer imam da o anda fatihin dediğini okursa, onun da namazı bozulur”, görüşündedirler. Fakat namaz câız olacak kadar kıraati okuyan imam yanılırsa, imamın yapması gereken, beklemeden rükû’a varmak ve cemaatin de fatihlikte acele etmemesi gerekir. Çünkü namaz bozulmasa da mekruh olur.

Soru: İmam olan Zeyd, cehri namazda Fatihayı okuyup Kur'an ayetlerinden üç ayet okuduktan sonra tutulsa ve fethedilmesini talep etse, Zeyd'e iktida eden Amr fetheder mi, yoksa sükût mu eder?
Cevap: Asıl olan fethetmektir. Zira fethetmese ihtimaldir ki imamın dilinde namazı bozan şey cereyan eder. Lâkin namaz caiz olacak mertebede kıraat ettikten sonra imamın rükûa gitmesidir. ABDURRAHİM

Soru: İmam olan Zeyd, cehri namazda Kur'an okurken tutulduğunda ve o namazda Zeyd'e uyan Amr,  Zeyd'in tutulduğu (veya takıldığı) yerden kıraati fethedip (söyleyip) Zeyd Amr'in fethine binaen o yer­den okuyup ve namazı tamamlasa, Zeyd'in yahut Amr’in namazı geçersiz olur mu?
Cevap:  Olmaz. (FETAVAYİ BEHCE) 

Soru:  Bir kedinin insanlara ettiği eziyetinden sonra, kedinin kesilmesinin gerekli olduğuna şer’an izin verilse, Zeyd şerî cihet üzerine o kediyi kesip, derisini çıkarsa,  deri dibâğat yapılmadan namaz kılsa, o deride namazın cevazına engel necaset olmayınca Zeyd'in namazı sahih olur mu?
Cevap:  Olur. FETAVAYİ BEHCE) 

[5].  Ameli Kesir tarifini biraz açıklarsak daha iyi olur. Namaz içinde bir iş işleyen kimseyi, dışardan gören bir kimsenin,  onun namazda olmadığına kanaat getirmesi,  adamın namaza durduğunu önceden görmeyen içindir. Yoksa daha evvel namaza başladığını gör­se ve namazda olduğunu bildiği halde namaz içinde işlenmesi caiz olma­yan işi işlerse, yine Ameli Kesir olur. Namazı bozulur. Meselâ: Eline ta­rak alıp, sakalını ve saçını birkaç defa tarasa namazı bozulur. Velev ki; namaza başladığı bilinsin ve görülsün, iki eliyle bir ameli işlerse veya bir şeyi namaz içinde üç defa tekrarlarsa ve işlenmesi de yasak olursa namazı bozulur.
·       Bir çocuk,  namazda bulunan emzikli kadının memesini üç kere emer ve süt gelirse o kadının namazı geçersiz olur.
·       Öte yandan, namaz kılan bir kişi, hanımına şehvetle dokunsa, namaz geçersiz olur.
Soru: Zeyd, namaz kılarken çözülen pantolonun uçkurunu iki eliyle bağlasa, amelî kesir olur mu?
Cevap:  Olur. (Fetavayi Feyziye)

[6]. Namaz kılan kimsenin önünden geçmekle namazı bozulmaz fakat geçen kimse asi ve günahkârdır. Namaz kılanın önünden geçmenin günah ve vebalini Resul’ü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz: Namaz kılanın önün­den geçmek yerine orada kırk sene durmak ona daha hayırlıdır.”  Sözleri ile açıklamışlardır. (BUHÂRÎ VE MÜSLİM)
·       Namaz kılanın önünden geçenin günahkâr olduğu gibi, tedbirsiz, herkesin gideceği yerde namaza duran kimselerin de günahkâr olduklarını unutmamak gerekir.
·       Namaz kılan kimse küçük mescitte olursa önünden geçmek aynı şekilde günahtır.   Fakat arazide veya 40 ile 60 zira büyüklüğünde olan büyük camilerde olurda: 
·       Secde yerinden geçilirse o zaman, geçen günahkâr olur.
·       Aksi takdirde uzaklardan geçildiği zaman, geçen günahkâr olmaz.
[7]. Zira Rasûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
Sizin biriniz namaz kılarken mutlaka önüne sütre diksin. Sütre,  velev ki ok olsun”, buyurmuştur.

FETVALAR
Soru: Namaz kılan Zeyd, secdede özürsüz olarak burnunu yere ko­yup, alnını koymasa, Zeyd'in bu şekilde kırdığı namaz caiz olur mu?
Cevap:  Olmaz.

Soru: Bu nedenle;  kıldığı namazı yeniden kılınması gerekir mi?
Cevap:  Gerekir. Yeniden kılacak.  (ABDURRAHİM)

Soru: Namaz kılan Zeyd, secde ettiğinde ayaklarının parmaklarını kaldırıp ayaklarını yere koymasa, namazı fasit olur mu?
Cevap:  Olur. (ABDURRAHİM)

Soru: Zeyd, ilâç için bazı devalar ve yağlara şaraptan hâsıl olan bir fin­can teri karıştırıp hepsini bedenine sürse, onunla namaz kılmak caiz olur mu?
Cevap:  Olmaz. (ABDURRAHÎM)

* Ancak Hafaza meleklerine niyet eder.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder