İÇİNDEKİLER
1. Namazın
Vacipleri
2. Namazın Sünnetleri
3. Namazla İlgili Bilinmesi Gerekenler
4. Namazda 5 Yerde Tadili Erkan Vardır
5. Vitir Ve Nafile Namazlar
6. Sünneti Müekkede
7. Gece ve Gündüz Namazları
8. Kıraat - Kıraati Uzatmak
9. Niyetle Başlanılan
Nafileler
10. Nafilelerin Kazası
11. Değerli Mekân
12. Sünnet Namazlar
13. Ellerin Kaldırılması
14. NAMAZIN MENDÜPLERİ
15. Müstehap - (Mendup, nafile, tatavvu,
İhsan)
16. Namazın Mekruhları
17. Namazı Bozan ve Bozmayan
Fiiller
---------
MÜLTEKA
Namazın Vacipleri[1]
1. Fatihayı okumak[2].
1. Fatihadan sonra bir sure okumak.
2. Okumayı farzların ilk iki rekâtında yapmak.
3. Rukû ve Secde gibi mükerrer olanları tertibe uyarak arka
arkaya yapmaya riayet riayet etmek,
4. Namazı tadili erkânla kılmak, (İmam’ı Ebu Yusuf’a göre
(RA) tadili erkânla kılmak farzdır.)
5. Birinci Teşehhüde oturmak. (Üç ve dört rekâtlı namazlarda
ilk kadeyi /oturuşu yapmak).
6. Her iki oturuşta da et
– tahiyyatü’yü okumak,
7. Birinci selâmda, selâm lafzını söylemek("es-Selâm"),
8. Vitir namazlarında kunut dualarını okumak,
10. Bayram namazlarının tekbirlerini getirmek
11. Namazlarda açıktan okunacak yerlerde acık okumak,
12. Gizli okunacak yerlerde gizli
okumaktır.
---------
Namazın vaciplerinden bazıları da şunlardır:
1. İftitah tekbirinde, (Allahû Ekber) lafzını
söylemek,
2. Fatihayı zammı süreden önce okumak,
3. Fatihayı zammı süreyi okumadan evvel
tekrar etmeyi terk etmek,
4. Her farz ve vacibi yerinde
yapmak,
[2]. Fatihayı namazda terk edenin namazı fasit olmaz. Fakat
yukarıdaki terk şekillerine göre günahkâr olur. Yanılma secde gerekir.
Hanefi Mezhebinden başka diğer üç mezhebe göre fatihayı okumak farzdır.
· Peygamber
(S.A.V.) Efendimiz: “Yedi kemik üzerine secde
etmemle emrolundum.” mealindeki mübarek sözünü buyurarak,
elleri, dizleri, ayakları ve alnı secdeye koyması hususunu beyan etmişlerdir.
· Ayakların secdede yere konmasının farz
olduğu hususunda fukahâ arasında muhtelif görüşler var.
FETVA
Soru: Kadınlar secde hâlinde
iken ayaklarının parmaklarını dikmeleri gerekir mi?
Cevap: Dikmemek gerekir. (FETAVAYI
BEHCE)
---------
NURUL İZAH
Namazın vaciplerinden
1. İlâve olarak ve tayin etmeksizin, farz namazların herhangi
iki rekâtı ile vitir ve nafile namazların her rekâtında bir sure veya üç ayet
okumak,
2. Secdede alınla
birlikte burnu da yere koymak,
3. Her rekâtın
ikinci secdesini öbür rekâta geçmeden önce yapmak,
4. Aynı şekilde
et-tahıyyâtüyü son oturuşta da okumak.
5. İlk oturuşta, Teşehhüdden hemen sonra,
gecikmeksizin üçüncü rekâta kalkmak.
---------
MÜLTEKA
Namazın Sünnetleri
1. Namazın
öncesinde iftitâh tekbiri için iki eli kaldırmak, parmak aralarını açmak,
parmakları kendi hâline bırakmak.
2. İmamın
tekbirleri açıktan alması.
3. Sübhaneke’yi,
Euzu’yü, Besmele’yi, Fatihanın, sonunda imam ve cemaatin, âmin demeyi gizli
yapması.
4. Göbeğinin
altında sağ elini sol elinin üzerine koymak.
5. Rükû
tekbirlerini almak.
6. Rükû
tespihlerini (Sübhane Rabbiyel Azim) üç defa söylemek.
7. Rukûdan
kalkmak.
8. Rükûda
ellerini dizden tutmak.
9. Rükûda
parmaklarını açık bulundurmak.
10. Secde tekbirini almak.
11. Secdenin tespihini (Sübhane
Rabbiyel Ala) üç defa söylemek.
12. Secdede dizlerini yere koymak.
13. Secdede ellerini yere koymak.
14. Oturduğunda, sol ayağını yatırıp
sağ ayağını dikmek.
15. Rükûdan sonra (vücut hareketten
kesilecek kadar) kıyamda beklemek.
16. İki secde arasında oturmak.
17. Teşehhüt okuduktan sonra: Peygamber
(S.A.V.) in üzerine Salâvatı Şerife ve bütün Müslümanlarla beraber ana, baba,
hoca ve akrabalara dua etmektir.
---------
MÜLTEKA ŞERHİ
b. “Semiallâhülimen hamide’ ” demek,
c. “Rabbena
lekelhamd” demek,
d. Selâm vermek için yüzü sağa sola çevirmek,
e. Her iki tarafa selâmın tamamını vermek,
f. İmamın, her iki tarafına selâm
verirken kendisine uyan cemaate niyet etmesi,
g. Cemaatın ise selâm verirken cemaatle beraber imama niyet
etmesi,
h. Ve hem imam, hem cemaat selâm verirken sağında solunda
mü'min cinnîlere ve meleklere niyet etmeleri sünnettir.
· Selâmda, niyet sünnetini işleyen pek
nadirdir. Fukahâ; insanlar bu sünnetten gafildir, diyor.
· Namazın sünnetlerinin terk
edilmesinden dolayı namaz fasit olmaz. Yanılma secdesi de gerekmez.
· Sünneti küçümsemeden, bilerek terk
ederse kötülük işlemiş olur. Namazın sevabında biraz noksanlık olur,
dolayısıyla keraheti tenzîhiye işlemiş olur.
· Secdede, erkeklerin ayaklarını parmakları
üzerine dikerek Kıbleye yönlendirmeleri de sünnettir.
· Kadınların ise; erkeklerin muhalifini
yapmaları sünnettir.
· Peygamber
(S.A.V.) Efendimiz: “Yedi kemik üzerine secde
etmemle emrolundum.” mealindeki mübarek sözünü 'buyurarak,
ellerin, dizlerin, ayakların ve alnın secdeye konulmasını emretmişlerdir. Ayakların
secdede yere konmasının farzlığı hususunda fukahâ arasında muhtelif görüşler
varsa da asıl olan ayakların da, alnın secdede yere konmasının farz olduğu
gibi, ayakların da farz olmasıdır. Dolayısıyla secdede iken ayaklarını
kaldıranın namazı fasit olur. Secdede erkeklerin ayaklarını parmakları üzerine
dikerek Kıbleye yönlendirmeleri de sünnettir. Kadınlar ise erkeklerin
muhalifini yapmaları
sünnettir.
İLGİLİ FETVA
Soru: Kadınların secde hâlinde iken ayaklarının
parmaklarını dikmesi gerekir mi?
Cevap: Dikmemek gerekir. ( BEHCE)
---------
NURUL İZAH
Namazın Sünnetleri
(Nurul İzaha Göre Namazın Sünnetleri
Elli birdir. Ama Biz, Mülteka ve Şerhinde
Olmayanları Alacağız.)
1. İftitah
tekbiri için; erkekler ve cariyelerin, ellerini kulak hizasına kadar, hür
kadınların ise omuz hizasına kadar kaldırmaları,
2. İmama
uyanların İftitah tekbirlerini imamla birlikte almaları,
3. Kadınların,
sağ eli, sol eli üzerinde olduğu halde göğüsleri üzerine koymaları,
4. İftitah Tekbiri sırasında başı eğmeden dengeli bir vaziyet
almak,
5. Ayakta
dururken ayakların arasının dört parmak kadar açılması,
6. Mukim
(yolcu olanlar dilediği herhangi bir sûreyi okuyabilirler) bulunuluyorsa eğer,
sabah namazında Fatiha'dan sonra "Uzun Mufassallardan, ikindi ve yatsı namazlarında
"Orta Mufassal"lardan, akşamda ise bunların kısalarından bir sûre
okumak,
7. Sadece
sabah namazlarının birinci rekâtlarında sureyi uzun tutmak,
8. Secde
için, önce dizleri, sonra elleri, sonra da alnı yere koymak,
9. Kalkarken
bunların aksini yapmak,
10. Secdeyi iki ellerin arasına
yapmak ve
11. Erkeklerin secde esnasında
uyluklarını karınlarından ayrık tutmaları,
12. Dirseklerini böğürlerinden
ayırmaları ve
13. Kollarını yerden kaldırmaları,
14. Kadınların ise dirseklerini
yere indirmeleri ve uyluklarını karınlarına yapıştırmaları,
15. Teşehhüdde oturur gibi elleri
uylukların üstüne koymak,
16. Kadınların, kalçalarının üstüne
oturmaları,
17. Et-tahıyyatü’de şahadet kelimesini söylerken, "lâ
ilahe" kelimesinde sağ elin işaret parmağıyla işaret edilmesi yani
kaldırılması ve "illallah"da ise indirilmesi,
18. İnsan sözüne değil de Kuran’dakilere
ve Rasûlullah (SAV)'inkine benzer dualar okumak,
19. İkinci selâmı, birinciden daha
alçak bir sesle vermek,
20. Cemaatle kılanların selâmlarını
imamla birlikte vermeleri,
21. Namaza sonradan yetişenlerin, imamın
namazdan ayrılışlarını beklemeleri,
Namazın Sünnetlerindendir.
---------
BİLGİ:
Namazla İlgili Bilinmesi Gerekenler
· Sünnet: Sünnetin
hükümlerinden bir diğeri ise; yapılmasının sevap
olması, terk edilmesinin, az da
olsa günaha girilmekle beraber, kınanır olmasıdır.
· Tekbir: Tespit olunduğuna
göre Rasûlullah (Aleyhissalâtü vesselam): Namaz başlarken tekbir
getirir, sonra da ellerini, başparmakları kulakları hizasına gelinceye kadar
kaldırırdı.
· Şafiî Hazretlerinin rivayetine göre: İbn Ömer demiştir ki:
· Peygamber
(Aleyhissalâtü vesselâm)'in namaza başlarken ellerini omuzları hizasına
kadar kaldırdığını gördüm."
· Bu rivayet; biz Hanefîlerce,
özürlü olma haliyle yorumlanmıştır. Bize göre, namaz kılan bir kimse
ellerini sünnet olduğu biçimde kaldıramazsa yahut bu şekilde sadece birini
kaldırır diğerini kaldıramazsa, (ellerini) mümkün olduğu kadar kaldırır ve namazını öylece
kılar.
· Parmak araları ne fazla açılır ve ne
de fazla bitiştirilir, normal bir açıklıkta bırakılır. Peygamber
(Aleyhissalâtü vesselâm)'in, tekbir alırken ellerini bu şekilde yaptığı
rivayet edilmiştir. Bir de, tekbir alırken el içi ve parmakların kıble tarafına
doğru çevrilmesi sünnettir.
· İmamla Beraber: İmam A'zam'ın görüşüdür
ki, imama uyanların, imam "Allah" lafzını yahut "ekber"
lafzını henüz söyleyip bitirmeden tekbir almaları şarttır. Ebû Yusuf
ve Muhammed ise, imamın ardında kılanların, imamın tekbirinden sonra tekbir
almalarının sünnet olduğu görüşündedirler.
· Âmin: "Ve le'ddâllîn"
den sonra imam, cemaat ve tek başına kılanlar, hatta Fatiha'yı namaz
dışında okuyanlar "âmin" derler ki, manası: "Duamızı
kabul et" demektir.
· Semiallahü Limen Hamideh: Mezhebimizin âlimleri; bunun
imama uyanlar ve tek başına kılanlarca söylenileceği hakkında söz
birliği etmişlerdir, imama gelince, sadece "Semiallahü limen hamideh"
demesinin sünnet olduğunu İmam Azam söylemiştir. Sahibeyn
ise imamın,
"Semiallahü limen hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd"
demesinin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bunun gibi bir görüş
İmam Azam'dan da naklolunmuştur.
Mufassal:
· 1. Tıval, uzun olanlar: Hücurat suresinden Bûrûc suresinin sonuna kadar olan surelere
Tıval-i Mufassal denir.
· 2. Evsat, orta olanlar: Tarık suresinden Lem Yekün suresinin sonuna kadar olan surelere
Evsat-ı Mufassal denir.
· 3. Kısar, kısa olanlar: Lem Yekün suresinden Kuran’ı Kerimin sonuna
kadar olan surelere de, Kısarı Mufassal denir.
· Bu surelere, "mufassal"
denilmesinin sebebi, bunların birbirlerinden arka arkaya"besmele" ile
ayrılmış bulunmalarıdır. (akn)
· Teverrük: Bir oturuş biçimi. Kalça, kıç
manasına gelen "verik"ten gelen bir kelimedir. Kadınlar
kalçalarının üstüne otururlar, ayaklarını da sağ kalçalarının altından
çıkarırlar. Bu şekil, kapanmaya daha uygun olduğu için kadınlar hakkında
sünnettir.
· Farz: Kur’an ve mütevâtir hadis
gibi kat'î delil ile sabit olan ve başka manaya delâlet etmeyen şeye
farz denir.
· Vacip: Lügat itibariyle birkaç manası
olup bunlardan biri de "gereklilik"dir. Şer’i ıstılahta ise
vacip, biz Hanefîlerce şöyle değerlendirilir: "Gerekliliği, şüpheli delile
dayanan şeydir. Şüphe, iki veya daha fazla manaya delâlet etmesi itibariyle
delil de olabilir. Yahut delil, tek bir manadan başka manaya gelme ihtimali
bulunmaksızın "haber-i âhâd" ile sabit olur.
· Sünnet: Kendisinde hem sübut, hem de
delâlet yönünden şüphe bulunan bir delil ile sabit olan şey, emir ve
benzeri bir şey olursa sünnet, nehiy ve benzeri bir
şey olursa tenzîhen mekruh diye adlandırılır.
· İtminan: Tadil-i erkân ve
rükünlerin yerli yerince yapılması demektir. Bu da; rükû ve secdelerde aza ve
mafsallar sakinleşerek yerli yerine oturmasıyla olur. Bunun temini ise çoğu kez
"sübhane rabbiye'l-azîm" yahut "sübhâne rabbiye'l-alâ"
cümlesini en az, bir kere söyleyecek kadar geçen bir sürede mümkün olabilir.
İtminan (uzuvların, her bir rüknün edası sırasında denge ve istikrarda
olması); Ebu Hanife’ye göre vacip, Ebû Yusuf
a göre ise farzdır. İmam
Muhammed'in bu husustaki görüşünde ihtilaf vardır: Bir kısmı
itminanın, tıpkı Ebu Hanife’nin dediği
gibi, Muhammed'e göre de vacip olduğunu, diğer bir kısmı ise ona göre
sünnet olduğunu söylüyor.
Zeyd Bin Vehb anlatıyor:
Huzeyfe (RA) namaz kılarken Sücut ve rükûunu
yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp:
" -Ne vakitten beri bu şekilde namaz
kılarsın?" dedi. O kimse de:
" -Kırk senedir" dedi. Huzeyfe
(RA) buyurdu ki:
"-Öyleyse sen kırk senedir namaz
kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed
Rasulullah sünneti üzere
ölmezsin "buyurdu. (Buhari)
Namazda 5 Yerde Tadili Erkan Vardır
1. Kıyamda sureyi okuduktan sonra elleri bırakıp
rukuya öyle varmak.
2. Rükûda sübhane
rabbiyel azimi 3 kere,
bitinceye kadar okumak bitirince kalkmak.
3. Kalkarken semiallahülimen
hamide’ demek ve doğrulup
öyle secdeye varmak.
4. Secdeye vardığımızda, sübhane rabbiyel alayı 3 kere, söylemek. Tamam, olunca
Allahüekber diyerek kalkmak.
5. İki secde arası Allahüekber diyecek kadar beklemek.
KAYNAK: Namazda-5-yerde-tadili-erkan-vardir
---------
MÜLTEKA
Vitir Ve Nafile Namazlar
Vitir
1. Vitir namazı, (İmanı Âzam’a göre)
vaciptir [1]. İmam'ı Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre
ise, sünnettir. Vitir, bir selâm ile üç rekâttır.
2. Vitirin her rek'atında, fatiha ve sure
okunur, üçüncü rek'atta rükû’dan önce tekbirde ellerini kaldırdıktan sonra
kunut duası okunur.
3. Vitir namazından başkasında kunut
okunmaz.
4. İmama uyan kimse, vitrin kunutuna
rukûdan sonra da olsa tâbi olur [2].
5. Hanefi olup imama sonradan uyan kişi,
sabah namazında Kunut okuyan Şafi imama kunutta uymaz. Ebû Yusuf muhaliftir, ‘imama
uyması gerekir,’ der. En belirgin (azhar) olan görüşe göre, elini salar ve
sessizce bekler.
Sünneti Müekkede
6. Sabah namazının
farzından önce 2, Öğle namazından önce 4, sonra 2, Akşam namazından sonra 2,
Yatsı namazının farzından sonra 2, Cumanın farzından önce ve sonra dört
rekatır. Ebû Yusuf'a göre, Cumadan sonra sünneti müekkede altı rekâttır [3].
7. İkindiden önce dört
veya iki rekât, akşamdan sonra altı rekât, yatsıdan önce, dört ve sonra dört
rekât. Sonraki dördün ikisi sünnet’i Müekkededir. Mendûp diyenler de var.
Gece ve Gündüz
Namazları
8. Gündüz nafilelerinde
bir selâm ile dört rek'at kılmak mekruhtur.
9. Gece nafilelerinde ise: İmam’ı Azam (K.Â.)'a
göre, sekiz rek'ata kadar mekruh değil.
10. İmam Azamın
görüşüne; Ebû Yusuf ve Muhammed, muhaliftir. Bunlara göre gecede sekiz
rek'at nafile, bir selamla mekruhtur. Gece nafilesinde sekiz rek'at üzerine ziyade
olunmaz.
11. Gece ve gündüzde efdal olan İmam Âzam'a
göre, dört rekâttır. İmam
Ebu Yusuf ve Muhammed (R.A.) ise, gecede ikişer ikişer kılmak efdal dediler.
(Fetva da buradadır).
Kıraat - Kıraati Uzatmak
Niyetle Başlanılan Nafileler
Nafilelerin Kazası – Değerli
Mekan
12. Kıyamı uzatmak,
rek'atlerin çok olmasından efdaldır.
13. Farzın iki rek'atinde,
vitir ve her nafilede kıraat farzdır.
14. Kendisine niyetle başlanılan nafilenin
(başlaması) güneş doğarken ve batarken de olsa, kazası gerekir. Bozarsa
yine kazası gerekir.
15. Üzerine şart olan; bir namazı kılmadım zannıyla başlasa sonra kıldığını
hatırlayarak namazı bozsa, o bozduğu namazın kazası gerekmez.
16. Eğer, namaz kılan
kimse dört rekat nafileye niyet etse, Ka'deyi ûlâdan (1. Tahiyyat) sonra
veya Ka'de î ûlâdan önce namazını bozsa: a. İmam'ı Azam ve İmam'ı
Muhammed'e göre; iki rek'at olarak kaza eder. Çünkü nafilelerin her iki
rek'atı tek başına bir namazdır. Yalnız ikinci rek'atta oturmadan üçüncü
rek'ata başladıktan sonra bozsa dördüncüyü de kaza eder. b. İmam'ı Ebû Yusuf; ka'deyi ûlâya
oturmadan önce bozarsa dört rek'at kaza eder, dedi.
17. Dört rekatta da
kıraati terk etse veya son ikilerin birinde okusa; a. İmam'ı Azam ve İmam'ı Muhammed'e göre:
İki rek'atın kazası yeterlidir. b. İmam'ı Ebû Yusuf'a göre ise dört
rek'atı da kaza eder.
18. Eğer yalnız evvelki
ikide veya sonraki ikide okusa yahut yalnız evvelki ikinin birinde veya
sonraki ikinin birinde kıra-atı terk etse, ittifakla iki rek'atı kaza eder. 19. Eğer evvelki rekâtların birinde
okusa, İmam'ı Azam ve İmam'ı Ebû Yusuf (R.A.)'a göre, dört rekâtını da kaza
eder. İmam'ı Muhammet ise, iki rek'at kaza eder dedi.
20. Eğer bir kimse nafilede
ka'deyi ûlâyı terk etse, (İmam'ı Azam ve İmam'ı Ebû Yusuf'a göre, nafile
namazı) batıl olmaz. İmam'ı Muhammed muhaliftir. Yani, kıldığı nafilesi
batıl olur der.
21. Bir kimse, değerli bir mekânda, namaz
kılmayı adasa, o namazı da değer bakımından daha aşağı olan mekânda kılsa, caizdir [4].
22. Eğer bir kadın; “yarın namaz kılacağım
veya oruç tutacağım” diye nezir
etse, o günde hayızlı olsa, o namaz veya orucun kazası şart olur.
23. Bir farz namazdan
sonra, kılınacak olan nafileler, o farz namaz misilli kılınmaz, yani nafileleri
de farzlar gibi iki rek'atında Fatiha ve Zammı sure okuyup, diğer iki
rek'atında yalnız Fatiha okumak olmaz, her rek'atında okumak gerekir.
24. Nafile namazı ayakta
durarak kılmaya gücü yettiği halde oturarak kılmak sahih olur [5].
25. Eğer namaz kılan kimse iftitâh
tekbirini ayakta aldıktan sonra otursa, caizdir. Eğer ki özürsüz olursa: a. İmam'ı Âzam'a göre tenzihen
mekruh olur. b. İmam'ı Ebû Yusuf ve İmam'ı Muhammed
(R.A.) ise: Ayakta iftitah tekbiri aldıktan sonra oturmak özürsüz caiz değildir
dediler.
26. Namaz kılan kimse
şehrin haricinde dâbbesine
(bineğine) binili ve ima ile namaza başlasa, dâbbesi (bineği) herhangi tarafa
yönelirse, nafile namazını o tarafa kılar [6]. Bineğinden
indiğinde ru'kû ve sucut ile bina eder.
· İmam’ı Ebû Yusuf muhaliftir (Kaviyi
zaif üzerine bina etmek
gerekir, der), Bineğine binmekle bina etmez.
MÜLTEKA ŞERHİ
Sünnet Namazlar
[1]. Vitir
namazı îtikâden vâcib, amelen farz ve sübûten sünnettir. İnkâr eden dinden
çıkmaz. Fakat terk eden asi ve günahkâr olur ve vitr terk edilirse kazası
gerekir.
FETVALAR
Soru: Ramazanı şerifte
teravihi kılmayıp yatsı namazını cemaatle kılanlar vitri de cemaatle mi
kılsınlar yoksa yalnız mı kılsınlar?
Cevap: Tek
başına (cemaatsiz) kılsınlar). (ABDURRAHİM)
Soru: Özrü olmayıp namazı
ayakta kılabilecek durumda olan Zeyd, vitir namazını oturarak kılsa bu şekilde
kıldığını ayakta iadesi gerekir mi?
Cevap: Gerekir.
[2]. İmam'ın Kunutuna tâbi olmak veya olmamak
Sabah namazında okuyanlara uymak konularında görüş ayrılığı vardır.
FETVALAR
Soru: Zeyd, Vitir namazını
edâ ederken kunutu unutup rükû’a vardığında hatırlayıp tekrar kıyama dönüp ve
kunutu okusa, namazın sonunda sehiv secdesi etse, Zeyd'in namazı sahih
olur mu?..
Cevap: Sahih olur. (İBNÎ NÜCEYM)
Soru: Zeyd, vitirde sehven
kunutu terk edip sonra rukûdan kalktığında hatırlasa, kunutu okur mu yoksa
sehvi secde mi eder?
Cevap: Sehvi secde
eder. (BEHCE)
Sünneti Müekkede
[3]. Şu
halde cuma namazının farzından sonra kılınan dört rek'at ve iki rek'at da
İmam'ı Ebû Yusuf'a göre olunca; toplam, altı rek'at oluyor. Bu dört rekâtla iki
rek'atın arasında dört rekâtta Zuhru
Ahir adında kılınan namaz
ise, cumaya ait değil, ancak en son geçirdiği öğle namazının, farzını kaza
etmiş olur veya kaza borcu yoksa her rek'atında fatiha ve zammı sure okuyarak
dört rek'atlı bir nafile kılmış olur.
· Zira Peygamber (S.A.V.) Efendimiz
şöyle buyurmuştur: “Gece namazı ikişer ikişerdir.”
İmam’ı Şafiî hazretlerine göre ise, gece ve gündüz nafilelerinde iki rek'at
kılmak afdaldır.
· Bir kimse, farz namazların
rekâtlarının hiç birinde fatihadan olsun, zammı sureden olsun, kıraat okumaz
terk ederse veya bir rekatında okur diğerinde okumazsa, namaz fasittir.
[4]. Meselâ:
Mescid'i haramda kılmak için nezirde bulunsa, adadığı namazını mescidi
Haram'dan fazilet ve derece bakımından dana aşağı olan, bulunduğu yerin mescid
veya camisinin birinde namaz kılsa, o namazı eda etmiş sayılır ve caizdir.
[5]. Nafile namazları ayakta kılmaya kadir iken oturarak
kılmak sahih olur. Fakat ayakta kılınanın ecrinin yansıdır. Yani sevap ve mükâfat
yarı yarıya düşer. Burada nafile kaydı zikredilince farz ve vacip olan
namazları ayakta kılmaya kadir olan kimsenin oturarak kılması sahih olmadığını
beyan ediyor. Ancak farz ve vacip olan namazları ayakta kılmaya kudreti
olmazsa o zaman nafileler gibi oturarak kılabilir. Hasta olan kimse yatarak
kılmaya, işaretle kılmaya kadir olursa öyle kılar. Sahih olan, teravih ve
sünnet olan namazların hepsi mutlak nafileler hükmü ne ise onlar da aynıdır.
FETVA
Soru: Nafile namaza veya
kıyama aciz olmakla farz namaza oturarak başlayan Zeyd'e, sünnet olan kıyamda
yaptığı gibi oturduğunda da sağ elini, solu üzerine koymak mıdır yoksa yanı başına
salıvermek midir?
Cevap: Sağını solu
üzerine koymaktır. (FETAVAYİ
BEHCE)
[6]. Zira Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Hayber Gününde o
tarafa gider olduğu halde eşeğinin üzerinde ima ile namaz kıldılar. Binaenaleyh
kıble tarafa yönelmek böyle zamanlarda şart değildir. Fakat özür olmadığı halde
selâmet ve rahatlık anında durup hayvan ve benzerlerinden inip kılmak gerekir.
Aksi takdirde mazeretsiz caiz olmaz.
FETVA
Soru: Öküzlere koşulup, bir
tarafı öküzler üzerinde olan arabada namaz kılmak caiz olur mu?
Cevap: Olmaz. (Fetavayi Feyziye)
· Bu fetva selâmetle inerek durup yerde
namaz kılmak mümkün iken araba, at, kamyon ve emsali üzerinde namazın caiz
olmadığını beyan etmektedir. Aksi takdirde metinde geçtiği üzere caizdir.
· Dürrü Muhtar ve îbni Abidin’de zaruret
hükümleri şöyle beyan edilmiştir: “Acele namaza gelince, eğer o acele cihet
hayvan (ve diğer binit) üzerinde olur ve o hayvan da yürür veya yürümez halde
olsa, işte bu hayvan üzerinde namaz özürlü halde iken caizdir. Özür (mazeret)
olmadığında caiz değildir (Bu özürler teyemmümün özürleridir). Bir de
hava yağmurlu olur, yer çamurlu olur, yolculuk arkadaşları gider ve hayvana (ve
emsaline) yardımcı olmadan binemez halde (ihtiyar ve emsali şekilde) olursa,
işte bunlara benzer özürler ve mazeretler karşısında hayvan ve diğer binitler
üzerinde namaz kılmak caizdir. Bu ve emsali özürler acelelikle hayvan ve diğer
binitler üzerinde kılmayı iktiza etmese de binit üzerinde kılmak caizdir, zira
mazeret meşrudur. İşte bu özürler karşısında namaz kılmak, farz ve vacip
namazlar içindir.
· Nafileler ise, özür ve mazeret olsun
olmasın binit üzerinde mutlaka caizdir. Tabiî ki, bu kılışlar tek
başına, cemaatsiz olarak caizdir. Ancak bir binitte aynı kişiler beraber
olurlarsa cemaatle kılmak caizdir. Bu cemaat meselesi de farz namazlar
içindir. (DÜRRÜ
MUHTAR)
---------
EL İHTİYAR
SÜNNET NAMAZLAR
Hz. Peygamber Buyurdu: "Kim, gece ve gündüzde on iki rekât sünnet namaza
devam ederse, Allah Teâlâ cennette onun için bir ev yapar."
Bunlar şu müekked sünnetlerdir:
1) Sabah namazından önce
2,
2) Öğle namazından önce 4, sonra 2,
3) Akşam namazından sonra 2,
4) Yatsı namazından sonra 2,
Olmak üzere, toplam 12 rekâttır.
---------
NURUL İZAH
Namazda Ellerin Kaldırılması
Ellerin Kaldırılması Dokuz Yerde Yapılır
1) Bütün
namazların başlangıcında,
2) Vitir namazlarında kunût için tekbir alındığında,
3) Bayramlarda fazladan alınan tekbirlerde,
4) Kâbe’yi görünce,
5) Hacerü'l-Esved'i selâmlarken,
6) Safa ve Merve’ye çıkıldığında,
7) Arafat ve Müzdelife’deki vakfelerde,
8) Birinci ve ikinci taşlamalar sırasında ve
9) Namazların sonunda
tesbihlerden sonra yapılan dualarda, ellerli
kaldırmak sünnettir.
---------
MÜLTEKA
NAMAZIN MENDÜPLERİ [1].
1. Kişinin
namazda esnerken, ağzını dişleri veya eliyle kapatması [2],
2. İftitâh
Tekbirini alırken ellerini yenlerinden çıkarması,
3. İmkân
dâhilinde öksürüğü defetmeye çalışması [3],
4. Müezzin;
“Hayyelessalâh” derken cemaat ve imamın namaza kalkması, (“Hayyealel felah”,
derken kalkmasına da cevaz verildi.)
5. “Kadikâmetissalâtû”
derken imam ve cemaatin namaza başlamasıdır [4].
---------
MÜLTEKA ŞERHİ
NAMAZIN MENDÜPLERİ
[1]. Mendup: Terkinden dolayı ne kötülük ve ne de
günah (ikâb) vardır, birisi
de yoktur, aynen zevâid sünnetlerin terki gibidir. Ancak mendübü işlemek
efdaldır.
[2]. Ağız
kapatmak; dudaklarını dişiyle ısırmakla olur. Bu mümkün iken ağzına el veyahut
yenini tutmak mekruhtur. Esneme, tembelliktir. Şeytandan olduğu için imkân
dâhilinde kaçınmalı.
[3]. Namaz kılan, özürsüz olarak öksürürse,
namaz fasit olur.
[4]. Cemaat, safları düzeltip ve
doldurmamışlarsa, imamın ve cemaatın saflarını düzelttirip ondan sonra
namaza başlaması güzeldir.
---------
EL İHTİYAR
Müstehap-(Mendup, nafile, tatavvu, İhsan)
a) Öğle namazının son iki rekâtını, 4 rekât kılmak,
b) İkindinin farzından önce 4 rekât,
c) Akşamın farzından
sonra 6 rekât,
d) Yatsının farzından
önce 4 ve farzından sonraki 2 rekâtı 4 rekât olarak kılmak müstehaptır.
· Cuma'nın farzından Önce 4, farzından sonra da 4 rekât
sünnet kılınır (S).
· Nafile bir namaza başlandığında onu tamamlamak (F),
gerekir.
· Kişinin başladığı nafile namaz bozuldu ise kaza etmesi
gerekir. (F).
---------
BİLGİ: Mendup
Mendup: Sevilen,
yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen iş. Dinen yapılması iyi
sayılmakla birlikte yapılmamasında sakınca olmayan ve Rasûlullah
(s.a.s)'ın bazen yapıp, bazen terk ettiği işler. Buna; müstehap, nafile, tatavvu ve
ihsan adları da verilir. Farz,
vacip ve sünnet-i müekkede dışında kılınan namazlar, tutulan oruçlar ve verilen
sadakalar bu niteliktedir. Güzel bir iş sayıldığı için mendübü işleyen sevap
alır, terk eden ceza görmez. Bu değerlendirme Hanefi Mezhebine göredir.
o Nafile veya mendup sayılan amellerin amacını eş-Şatıbî
şöyle açıklar:
Hz. Peygamber'den sünnet olarak gelen her
mendup, farz ve vacip ibadetlerin ikmali ve korunması için yardımcıdır. Çünkü
nafile ibadetler insanı farzları edaya hazırlar. Nafile ibadetleri ihmal eden
farzları da ihmale maruz kalır. Beş vakit namazın sünnetleri, nâfile oruç,
nâfile hac ve sadakalar gibi. Namaz için güzel elbise giyinmek, iftarı acele
yapmak, sahuru geciktirmek gibi. Bunların da farz ibadeti desteklediği görülür.
Sözgelimi, iftarı acele yapmak, sahuru geciktirmek orucu kolaylaştırır ve
şahsın bu ibadeti sürekli olarak yapmasını sağlar. Allah katında, az da olsa,
ibadetin sürekli olanı makbuldür.
o Mendup tek tek değil, bütünüyle yapılması gereken bir
sünnettir. Nitekim sünnet-i müekkedeleri Hz. Peygamber ara sıra terk etmiştir.
Bu yüzden insan bazı darlık zamanlarında terk edebilir. Kaza edilmemeleri de
bunu gösterir. Ancak toptan terk edemez. Meselâ; ezanı sürekli olarak terk
etmek caiz değildir. Bir ülkenin insanları ezanı sürekli olarak bırakmışlarsa,
onlara bunu zorla okutmak gerekir. Yine bir kimse tamamen cemaati terk edemez.
Çünkü Hz. Peygamber; "Bir kimse üç günden fazla cemaati terk ederse kalbi
mühürlenir" (İbn Mâce) buyurmuştur. Evlenme de böyledir. Bazı hallerde
fertler evlenmeyebilir, ancak toplum olarak bunu bırakamazlar, aksi takdirde
toplum yok olur.
(Hamdi DÖNDÜREN ‘den akn)
---------
NURUL İZAH
MENDUP OLAN NAMAZLAR
· İkindi ve yatsı namazından önce dört,
· Yatsıdan sonra dört ve
· Akşam namazından sonra da altı rekât namaz kılmak menduptur.
· Müekked sünnet olan dört rekâtlı namazların birinci oturuşlarında
sadece "et-tahıyyâtü" ile yetinilir, üçüncü rekâta kalkıldığında,
mendup namazların aksine, "sübhaneke" okunmaz.
· İki rekâttan fazla olan nafile bir namazı, sadece sonunda
oturmak suretiyle kılmak kıyasen değil de, kolaylık olmak üzere caizdir çünkü
bu, artık tek bir namaz olmuş bulunduğundan, böyle namazlarda farz olan sadece
son oturuştur.
---------
MÜLTEKA
Namazın Mekruhları[1]
1. Namaz kılan kimsenin,
elbisesi veya vücudu ile oynaması tahrimen mekruhtur.
2. Açık alanda namaz
kılan kimsenin, secde etmek için taşı yerinden atması mekruhtur. Ancak secde
yapabilmek için bir kerre (el ile) atmak mekruh değildir.
3. Namaz kılan kimsenin
parmaklarını çatlatması,
4. Elini böğrüne koyması,
5. Boynunu sağa sola
çevirmesi,
6. Kelp (köpek) gibi
dizlerini dikip karnına birleştirmesi,
7. İki kenedi üzerine
oturarak ve ellerini yere koyarak oturması,
8. Kollarını yere sermesi,
9. Eli ya da başı ile
selâmı alması,
10. Özürsüz bağdaş kurması,
11. Namazda, pantolonun
ütüsü bozulmaması için elbisesini çekmesi,
12. Elbisesinin bir ucunu
başına veya omuzlarına koyup, diğer ucunu salıvermesi,
13. Esnemesi,
14. Gerinmesi,
15. Gözlerini yumması,
18. Büyük şahsiyetlerin
huzuruna çıkılamayan, evde giyilen kirli, pis ve yatak elbisesi gibi kötü elbise
ile namaz kılmak,
19. Namazda alnındaki
toprağı eli ile silmek,
20. Namaz kılanın semaya
bakması,
21. Ayetleri ve tespihi eli ile sayması. (İmam'ı Âzam'a göre,
mekruhtur, İmam’ı Ebû Yusuf ve İmam’ı Muhammed saymaktaki kerahetliğe
karşıdırlar)
22. İmamın mescidin
mihrabında yalnız kıyam etmesi,
23. İmamın dükkân (yüksek yer) veya yer üzerinde yalnız
kılması, (yani imam, yüksek yerde olup yanında bir fert olmazsa ve cemaat ta
aşağıda bulunsa veya imam alçak yerde dursa, cemaat ise yüksek yerde bulunsa,
imamın yalnız kılması) mekruhtur,
24. Ön safta (velev ki bir adam sığacak kadar) boş yer varken,
arka safa durmak,
26. Namazda iken resmin, başı üzerinde (tavanda), veya
karşısında veyahut ta aynı hizada bulunması mekruhtur[5].
Ancak (resim) küçük olursa kendisine bakıldığı zaman belli olmazsa veya manzara
resmi gibi canlı olmazsa veya başı kesilmiş olursa, mekruh olmaz.
27. Namazda, yılan
ve akrebi öldürmekte mekruh olmaz.
28. İmam'ın, mihrabında
secde edici olduğu halde mescitte kıyamı (yani kendisi mescit içinde olup,
secdesi mihrapta olursa) mekruh değildir.
29. Oturup söyleşen kimsenin arkasında (yani önünde söyleşen adam
varken arkasında) namaza durmak mekruh değildir.
30. Asılı bulunan Mushaf veya kılıca karşı, muma veya lambaya karşı
namaz kılmak, resimli seccade üzerinde, eğer resimler üzerine secde yapmazsa
(ve resimler ayakları altında bulunursa), namaz kılmak mekruh değildir[6].
31. Mescidin
üzerinde (içinde) idrar, büyük abdest ve cima (yapmak) mekruhtur.
32. Mescidin kapısını
kapamak (kilitlemek) mekruhtur. Esah olan, mescit veya namaz kılanların
eşyalarının çalınmasından endişe edilirse (kapısını) kapamak caizdir.
33. Mescidi, kireçle ve altın suyu ile nakış yapmak, süslemek
caizdir.
34. İçinde mescit bulunan evin üzerine idrar ve (büyük abdest) gibi
şeylerin yapılması caizdir. Çünkü hakikatte mescit değildir. Hakikatte mescit
olsaydı satılması caiz olmazdı.
---------
MÜLTEKA ŞERHİ
Namazın Mekruhları
[1]. Namazı kılan kimse, namazın
vacibini terk ederse tahrimen mekruh, sünnetini terk ederse
tenzihen mekruhtur. Şayet terk edilen sünnet, sünnet'i Müekkedde ise kuvvet
bakımından vacibe yakın olduğundan tahrîmen mekruhtur.
[2]. Saçları
salıvermekte ve belik yapmada bir beis yoktur. Yukarıdaki kerahetlik; namazdan
evvel saçını başının ortasına toplayıp başlamasından sonra o halde iken namaza
durmaktır. Şayet bunu namaz içinde yaparsa, ameli kesir olduğundan
bilicmâ namaz geçersizdir.
Hanefî fıkhına göre:
a. Bedâyiu
– s Sanâyî, isimli meşhur eserde saçları arkaya
toplayarak namaz kılmanın mekruh olduğu ifâde edilirken,
b. Hidâye isimli eserde de aynı
şekilde şu ifade geçmiştir: "Kişi saçını başında
toplayamaz. Zira Önderimiz (SAV); saçlarını arkaya topuz yaparak namaz kılmakta
olan bir kimseyi böyle namaz kılmaktan nefyetmiştir- (akn).
· Namazda saçların ip, yapıştırıcı veya benzeri bir şeyle enseye
veya başın tepesine bağlanması mekruhtur. Nitekim Rasûlullah
(Aleyhissalâtü vesselam) saçları (bu şekilde) bağlı olarak namaz kılan bir
adama rastladığında: "Saçlarını bırak,
seninle birlikte o da secde etsin" demiştir. Buradan anlaşılıyor ki, saçların örülüp aşağı
salınması ve bağlamadan öylece bırakılması mekruh değildir ve bunun böyle
olduğunu bir grup ulema belirtmişlerdir. (NURUL İZAH ŞERHİ)
· Kollar açık olarak namaz kılmayı iki fıkıh bilgini şöyle
izah ediyor:
a. Mehmed Zehni Merhum’a
göre: Erkeğin namazda kolunu
açık bulundurması mekruhtur. Bu mekruhluk, gerek namaza kolu açık dursun, gerekse
durduktan sonra kolunu bir amelle kolayca açsın değişen bir şey yoktur.
b. İbni Âbidinin
ifadesine göre: Etek te yen gibidir.
Elini eteğini çemreyip abdest aldıktan sonra imama yetişmek için acele ederek
öylece namaza durmuş olan kimse hakkında afdal olan (yen ve eteklerini) az bir
amel ile indirivermesidir. Kadınların kolları açıldığında, bu açıklık bir
rükün eda edecek kadar olursa namaz bozulur.
Soru: Amr, Zeyd'e ayaklarını
açıkta bıraktığından dolayı, “ namazın fâsid oldu” deyip bu yüzden Zeyd'e düşmanlık etse, Zeyd de Amr' ile
karşılaştığında selâm verdiğinde selâmını almasa, Amr'e (düşmanlık edene) ne
gerekir?
Cevap: Tâzir, tövbe ve istiğfar gerekir. (FETAVAYİ BEHCE)
[4]. Canlı varlıkların resimleri bulunan elbiseyi giyer ve o
resimler meydanda görüldüğü halde namazı kılarsa, o namaz mekruhtur. Zira
put yüklenen putçulara benzemektedir. Fakat resimler kapalı olur veya cebinde
bulunursa, örneğin; para ve benzeri resimler gibi, mekruh
olmaz.
FETVA
Soru: Zeyd, canlı sureti
olan paraları cüzdanına veya cebine koyup ya da hayvan resmi olan bir elbise
giyip, üzerine resmi örten başka elbiseyi de giyip bu şekilde namaz kılsa,
Zeyd'in kıldığı namaz mekruh olur mu?
Cevap: Olmaz. (FETAVAYİ BEHCE)
[5]. Namaz kılanın arkasında
resim ve putun bulunmasının mekruhluğu hakkında fukaha görüş ayrılığına
düşmüşlerdir. Fakat azhar (en zahir, en açık) olan, arkada olsa da mekruhtur. Resmin
Kıble yönünde bulunan evde namaz kılmak eşeddi (çok şiddetli bir şekilde)
kerahatla mekruhtur. Binaenaleyh duvarları, masaların üzerlerini hatta
büfelerin içlerini ve evin her tarafını put haneye çeviren insanlar bilmelidir
ki; o şekilde hareket cehalet devrindeki putçuluğa doğru gidiştir. Her türlü
felsefî görüşler İslâmın esasları karşısında yok hükmündedir. .
· Bu hususu aydınlatır bir Hadis'i Şerif meali şöyledir : “Muhakkak bir oda ki, içinde suret (canlının
resmi) vardır, o odaya melekler girmez.” Buhari ve Müslim, Ayşe ve Câbir (R.A.)'dan rivayet etmişlerdir.
FETVA
Soru: Hind (kadın), Gayri
Müslimlerin yaptığı canlı varlıkların küçük suretlerinden oluşan altın ve
gümüş ziynetlerini takınıp, kendini süslese ve o halde namaz kılsa,
küçük resimler, dikkatlice bakılmadan fark edilmese, o namazda kerahat var
mıdır?
Cevap: Yoktur. (FETAVAYİ
BEHCE)
FETVA
Soru: Zeyd, namaz kılarken
önüne mum konulmuş olsa ve o muma karşı namaz kılsa, mekruh mudur?
Cevap: Değildir. (Fetavayi
Feyziye)
[6]. Zira yerde serili seccadede resim olursa, üzerine secde
edilmediği sürece (ayakaltına almak resme ihanet olduğundan) kerâhat olmaz.
Fakat yine de öyle şeylerin evde serili olması iyi değildir. Çünkü rahmet
meleklerinin girmesine mani olur.
Soru: Üzerinde suretler olup
fakat secde edecek yerinde suret olmayan halı üzerinde namaz
kılınmakta kerâhat var mıdır?
Cevap: Yoktur. (Fetavayi
Feyziye)
SORU: Erkeklerin, baş, kol
ve ayakları açık olarak namaz kılmaları mekruh mu?
CEVAP: Evet mekruhtur.
Mekruh olan namaz, sahih ise de, sevabı olmaz.
Bir erkek, namazda başı örtmeye önem vermediği için açık kılarsa, mekruh olur.
Namaza önem vermediği için açarsa, kâfir olur. Kendini Allahü Telâya karşı,
küçük göstermek için, başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmek
efdaldır. Harareti teskin ve rahatlık için açmak da mekruhtur. (Redd-ül-Muhtar)
· KÖPEK OTURUŞU: Kişinin makatı üzerine
oturup, bacaklarını dikmesidir.
Namazda bu şekilde oturmak caiz değildir. Çünkü Âişe (RA) Peygamberimizin namaz kılışını tarif ederken şöyle demiştir; '...Peygamber (SAS) şeytan oturuşundan nehyederdi demiştir. Şeytan oturuşu, yukarıda tarif edildiği şekilde oturmaktır
Namazda bu şekilde oturmak caiz değildir. Çünkü Âişe (RA) Peygamberimizin namaz kılışını tarif ederken şöyle demiştir; '...Peygamber (SAS) şeytan oturuşundan nehyederdi demiştir. Şeytan oturuşu, yukarıda tarif edildiği şekilde oturmaktır
· Secdede
Kolları Yaymak: Peygamberimiz
(SAS); “Secdede tadil-i erkâna dikkat ediniz. Hiç biriniz (secdede) kollarını,
köpeğin kolunu yayışı gibi yaymasın.” buyurmuştur. Secdede kollan yere
yapıştırmak, caiz değildir. Dirseklerin yerden yukarıda durması gerekir.
· Bu çeşit oturuşlar, köpek oturuşu diye adlandırılır ki,
tahrimen mekruhtur.
Çünkü Ebu Hüreyre (RA): "Rasûlullah (SAV) beni, horozun gagalaması gibi (secdede çabuk
çabuk) eğilip doğrulmaktan, köpek oturuşu gibi oturmaktan ve bir de tilki gibi
sağa sola dönmekten menetti" demiştir.
Hz. Aişe (RA): "Peygamber
(Aleyhissalâtü vesselam), köpek oturuşu gibi oturmayı ve erkeklerin
dirseklerini yırtıcı hayvanlar gibi yere yatırmasını yasaklamıştır" demiştir.
---------
BİLGİ
Mekruh
Mekruh: Sözlükte "çirkin bulmak, kötü görmek, istememek;
meşakkat, sıkıntı, zorluk" gibi anlamlara gelir.
Istılahta: Yapılması dinen doğru
bulunmayan, terk edilmesi istenen, yapılmaması yapılmasından daha uygun olan
davranışlardır.
Hanefi mezhebine göre mekruh;
1. Tahrimen mekruh.
2. Tenzihen mekruh olmak
üzere iki kısma ayrılır.
Tahrimen mekruh: Harama yakın olan
mekruhtur. Vacip olan bir şeyi terk etmek gibi. Tahrimen mekruh olan bir şeyi
işlememek sevaptır, işleyenin ise azaba uğrama ihtimali vardır.
Tenzihen mekruh: Helâle yakın olan mekruhtur. Namazın
sünnet ve adabını terk etmek gibi. Tenzihen mekruh olan bir şeyi terk edene
sevap, yapana da azap yoktur, kınama vardır.
· Şafii mezhebine göre, mekruh tek çeşittir. Şer'in terk
edilmesini kesin ve bağlayıcı olmadan istediği şeydir. Bunu terkeden
methedilir, sevap alır, yapan da zemmedilmez, cezalandırılmaz.
---------
MÜLTEKA
Namazı Bozan ve Bozmayan Fiiller
2. Yine konuşmak gibi
insanların konuşmalarına benzeyen dua da, namazı bozar. İnsanların
konuşmalarına benzeyen dua: İnsanlardan istenmesi mümkün olan söz (Allah’ım bana elbise ver, bana falanı veya
bana bin dinar ver) gibidir.
3. Namazda, “ah, vah, uh, eh veya uf, of” demek, iki harf dahi olsa namazı hükümsüz
kılar. İmam'ı Ebû Yusuf’a göre: İki harf ile olanlar namazı bozmaz.
4. Ağrıdan veya gelen
belâdan dolayı sesli ağlayanın, namazı bozulur. Cennet veya cehennemi
hatırlamakla ağlarsa namaz bozulmaz.
5. Özürsüz öksürmek [2]. Eğer Kır'âatı güzelleştirmek
veya imamın hatasına işaret için olursa bozmaz.
6. Namaz kılan bir kimse
aksıran kimseye, namazda, “yerhamukallâh” dese,
7. Namaz kılan bir
kimseye: “İstediğin falan şey hâsıl oldu,” dense, namaz kılan da cevap
kasdiyle “Elhamdülillah” derse,
8. Namaz kılan kimseye;
“Allah'tan başka ilâh var mıdır?” denilse, o da cevap
kastiyle, “Lâilâhe İllallah” dese,
9. Namaz kılana,
bir kimse taaccüp bir söz söylese, o da cevap kastı ile; “Sübhanellah” dese,
10. Namaz kılan bir
kimseye, namaz kılmayan biri, “falan öldü” dese, o da; “İnnâlillâhi ve İnnâ İleyhirâciûn” dese,
11. Veya acayip bir işten dolayı;
“Lahavle velâ Kuvvete İllâ Billahi” dese,
• İmam'ı Azam ve
İmam'ı Muhammed'e göre: Bu hareketlerin hepsinde namaz bozulur.
• İmamı Ebû Yusuf ise,
“hepsinde, namaz geçersiz olmaz,” diyerek muhalefet ediyor.
12. Eğer, namaz kılan, yukarıdaki sözlere, kendisinin namazda
olduğunu bildirmek kastı ile karşılık verirse, fukahanın görüş birliği ile
namaz geçerli olur.
13. Eğer namaz kılan kendi imamından başka
imamı fethetse (imamın namazdaki okumasını açsa), namazı bozulur [3].
14. Fakat kendi imamını feth etse (imam okuyacağı ayet veya
sürelerde yanılsa, kendi de doğrusunu söylese), imam ister namaz caiz olacak
kadar okusun, ister okumasın, ister bir ayetten diğer bir ayete geçsin, isterse
geçmesin) esah olan görüşe göre namazı bozulmaz[4].
15. Kasten selâm vermek ve selâm almak namazı bozar.
16. Namaz kılan kimsenin kıraati, Mushaf'ı Şerifi açıp
yüzünden okuması namazı bozar. İmam'ı Ebû Yusuf ile Muhammed (R.A.)
muhaliftirler.
17. Namaz kılanın yiyip
içmesi (kasten olsun, sehven olsun) namazı bozar.
18. Namaz kılanın pislik üzerine secde yapması:
• İmam'ı Azam ile
İmam'ı Muhammed (R.A.)'a göre; namazı hükümüz kılar.
• İmamı Ebû Yusuf’a
göre ise; temiz bir şey üzerine secdesini iade ettiği zaman (yani önce
pislik üzerine secde yaptığında secdesi geçersiz olur ama namazı geçersiz
olmaz. Sonra temiz bir yerde secdesini iade ederse secdesi sahih olur. Ve
namazı fâsid olmaz.
19. Ameli kesir
(Namaz kılanı dışarıdan gören birinin, namazda mı, değil mi? Diye şüphelenmesi)
de namazı bozar[5].
20. Namaz kılanın kendi
namazından başka bir namaza başlaması, (Meselâ: Öğleden bir rek'at kıldıktan
sonra, ikindi veya nafile namazına tekbir alıp başlasa, öğle namazı bozulmuş
olup, başkasına başlaması geçerli olur ve öğle namazından çıkmış olur) önceden
başladığı namazı geçersiz kılar.
21. Namaz kılanın kıldığı
namaza ikinci defa başlaması (Meselâ: Öğleden bir rek'at kılar, sonra tekrar
öğleye iftitâh tekbiri getirirse, namazı geçerli olur. Evvelki rek'at
hesaba katılarak üç rek'at daha kılar ve namazı tamam olur ve
22. Eğer (namaz
kılan) yazılmış yazıya baksa ve manasını da anlasa (yazı; gerek Kur'an ve
gerekse başka olsun), namazı bozulmaz.
23. Dişleri arasında
nohuttan küçük olan taamı yese, namazı bozulmaz. Nohut miktarı olursa, namazı
bozulur.
24. Namaz kılan kimse,
ağzının dışından içine susam tanesi veya o kadar bir şeyi alır yutarsa rahmet
damlası da olsa, sahih olan; namazı geçersiz olur).
25. Eğer bir kimse,
namaz kılan kimsenin secde yerinden geçse veya dükkân (yüksek bir yer) üzerinde
namaz kılanın azasına, geçenin âzası beraber olsa, geçen kimse günahkâr olur.
Fakat namaz fasit olmaz[6].
26. Namaz kılan kimse:
Namazı açık alanda kılıyorsa, önüne, kalınlığı bir parmak ve uzunluğu bir
arşın olan bir sütre (değnek vesaire) dikmesi gerekmektedir[7]. Kişi sütreye yakın olmalı ve sütreyi kaşlarının birisinin
hizasına dikmeli. Sütreyi yere koymak veya çizgi çekmek kifayet etmez (Bu
hüküm yer yumuşak olduğu zaman geçerlidir). Öte yandan önünden geçeni;
eli, başı, gözü, işaretle veya tesbih ile geçmesini engeller. Eğer sütre yoksa
ikisi (hem işaret hem tespih) ile men etmez, birisi yeterlidir. Geçen olmaz
diye emin olursa, sütreye gerek yok. İmamın sütresi cemaat için de geçerli olur.
27. Bir kimse, iç tarafı
pis olan ve etrafı dikili olmayan bir elbise (Seccade mesabesinde) üzerinde,
namaz kılsa, sahihtir.
28. Yine bir kimse bir
tarafı pis olan seccadenin temiz tarafında namaz kılsa, seccadenin bir tarafını
hareket ettirmekle diğer tarafı gerek küçük olduğu için hareket etsin ve gerek
büyük olduğu için hareket etmesin namazı geçerli olur.
---------
MÜLTEKA ŞERHİ
Namazı Bozan ve Bozmayan Fiiller
[1]. Sehven konuşmak namazı bozduğu gibi, hataen, bilmeyerek,
unutarak ve zorlanarak konuşmak ta namazı bozar. Bu çeşit konuşmak, namaz
içinde caiz olmayan dünya kelâmıdır.
FETVALAR
Soru: Zeyd, namazda iken Amr
Zeyd'in yanında bazı boş söz söylediğinde Zeyd, kahkaha ile gülse namazı
geçerli olur mu, Amr'e ne gerekir?
Cevap: Günahkâr olur.(ABDURRAHİM)
Soru: Zeyd, namaz içinde
dünya kelâmı söylese namaz fasit olur mu?
Cevap: Olur. (FETAVAYİ BEHCE)
[2]. Özürsüz olarak; “ eh eh, ah ah,” şeklinde öksüren kimsenin namazı
bozulur. Özür ise, boğazında balgamı gidermek veya nefesi daraldığında
rahatlamak ve kıra'atı güzelleştirmek gibi hallerde olur.
Soru: Namaz kılan kimse,
özürsüz ve sahih bir garaz yok iken namaz içinde öksürse ve harfler belli
olsa, namazı fasit olur mu?
Cevap: Olur. (FETAVAYİ
BEHCE)
FETVALAR
Soru: İmam olan Zeyd,
özürsüz, kıraatin güzelleşmesi ve balgamın izalesi gibi …. namaz da çok
kerre öksürüp harfler zahir olsa, namazı bozulur mu?
Cevap: Zeyd’in namazı bozulduğu gibi, uyan cemaatin namazı da
bozulur. ABDURRAHİM
Soru: Namaz içinde özürsüz
öksürmek namazı bozar mı?
Cevap: Bozar. (Feteva Îbni Nüceym)
Soru: İmam olan Zeyd,
öksürüklü olup, okurken öksürse, imamlığında bir sorun olur mu?
Cevap: Olmaz. (FETÂVAYI
NETİCE)
[3]. Yani imam okurken tutulsa, imama uymamış bir kimse imama
yanıldığı yeri deyiverse ve o kimse de kendi başına namaz kılıyorsa, imamı
olmayan kimseyi fethettiği için namazı hükümsüz olur.
[4]. Asıl olan bozulmaz denilmekle, fetvanın bunda olduğunu ve
bozulur diyenlerin görüşlerinin zayıf olduğunu anlatıyor.
Zira bazı fukaha: “Eğer imam, namaz caiz
olacak kadar okur ve başka ayete geçer ve imama uyan cemaatinden birisi
fatihlik (yanılan imama doğru olanı söylerse) yaparsa, fatihin (arkadan
söyleyenin) namazı bozulur. Eğer imam da o anda fatihin dediğini okursa, onun
da namazı bozulur”, görüşündedirler.
Fakat namaz câız olacak kadar kıraati okuyan imam yanılırsa, imamın yapması
gereken, beklemeden rükû’a varmak ve cemaatin de fatihlikte acele etmemesi
gerekir. Çünkü namaz bozulmasa da mekruh olur.
Soru: İmam olan Zeyd, cehri
namazda Fatihayı okuyup Kur'an ayetlerinden üç ayet okuduktan sonra tutulsa ve
fethedilmesini talep etse, Zeyd'e iktida eden Amr fetheder mi, yoksa sükût mu
eder?
Cevap: Asıl olan
fethetmektir. Zira fethetmese ihtimaldir ki imamın dilinde namazı bozan şey
cereyan eder. Lâkin namaz caiz olacak mertebede kıraat ettikten sonra imamın
rükûa gitmesidir. ABDURRAHİM
Soru: İmam olan Zeyd, cehri
namazda Kur'an okurken tutulduğunda ve o namazda Zeyd'e uyan Amr, Zeyd'in
tutulduğu (veya takıldığı) yerden kıraati fethedip (söyleyip) Zeyd Amr'in
fethine binaen o yerden okuyup ve namazı tamamlasa, Zeyd'in yahut Amr’in
namazı geçersiz olur mu?
Cevap: Olmaz. (FETAVAYİ
BEHCE)
Soru: Bir kedinin
insanlara ettiği eziyetinden sonra, kedinin kesilmesinin gerekli olduğuna
şer’an izin verilse, Zeyd şerî cihet üzerine o kediyi kesip, derisini
çıkarsa, deri dibâğat yapılmadan namaz kılsa, o deride namazın cevazına
engel necaset olmayınca Zeyd'in namazı sahih olur mu?
Cevap: Olur. FETAVAYİ
BEHCE)
[5]. Ameli Kesir tarifini biraz açıklarsak daha iyi
olur. Namaz içinde bir iş işleyen kimseyi, dışardan gören bir kimsenin,
onun namazda olmadığına kanaat getirmesi, adamın namaza durduğunu önceden
görmeyen içindir. Yoksa daha evvel namaza başladığını görse ve namazda
olduğunu bildiği halde namaz içinde işlenmesi caiz olmayan işi işlerse, yine Ameli Kesir olur. Namazı bozulur. Meselâ: Eline tarak alıp, sakalını
ve saçını birkaç defa tarasa namazı bozulur. Velev ki; namaza başladığı
bilinsin ve görülsün, iki eliyle bir ameli işlerse veya bir şeyi namaz içinde
üç defa tekrarlarsa ve işlenmesi de yasak olursa namazı bozulur.
· Bir çocuk, namazda bulunan emzikli kadının memesini
üç kere emer ve süt gelirse o kadının namazı geçersiz olur.
· Öte yandan, namaz kılan bir kişi, hanımına şehvetle
dokunsa, namaz geçersiz olur.
Soru: Zeyd, namaz kılarken
çözülen pantolonun uçkurunu iki eliyle bağlasa, amelî kesir olur mu?
Cevap: Olur. (Fetavayi
Feyziye)
[6]. Namaz kılan kimsenin önünden geçmekle namazı bozulmaz
fakat geçen kimse asi ve günahkârdır. Namaz kılanın önünden geçmenin günah ve
vebalini Resul’ü Ekrem
(S.A.V.) Efendimiz: “Namaz kılanın önünden geçmek yerine orada
kırk sene durmak ona daha hayırlıdır.” Sözleri ile açıklamışlardır. (BUHÂRÎ VE MÜSLİM)
· Namaz kılanın önünden geçenin günahkâr olduğu gibi,
tedbirsiz, herkesin gideceği yerde namaza duran kimselerin de günahkâr
olduklarını unutmamak gerekir.
· Namaz kılan kimse küçük mescitte olursa önünden geçmek
aynı şekilde günahtır. Fakat arazide veya 40 ile 60 zira büyüklüğünde
olan büyük camilerde olurda:
· Secde yerinden geçilirse o zaman, geçen günahkâr olur.
· Aksi takdirde uzaklardan geçildiği zaman, geçen günahkâr
olmaz.
“Sizin biriniz namaz kılarken mutlaka önüne sütre diksin.
Sütre, velev ki ok olsun”, buyurmuştur.
FETVALAR
Soru: Namaz kılan Zeyd,
secdede özürsüz olarak burnunu yere koyup, alnını koymasa, Zeyd'in bu şekilde
kırdığı namaz caiz olur mu?
Cevap: Olmaz.
Soru: Bu nedenle;
kıldığı namazı yeniden kılınması gerekir mi?
Cevap: Gerekir. Yeniden kılacak. (ABDURRAHİM)
Soru: Namaz kılan Zeyd,
secde ettiğinde ayaklarının parmaklarını kaldırıp ayaklarını yere koymasa,
namazı fasit olur mu?
Cevap: Olur. (ABDURRAHİM)
Soru: Zeyd, ilâç için bazı
devalar ve yağlara şaraptan hâsıl olan bir fincan teri karıştırıp hepsini
bedenine sürse, onunla namaz kılmak caiz olur mu?
Cevap: Olmaz. (ABDURRAHÎM)
* Ancak Hafaza meleklerine niyet eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder